28 Şubat davasında tutuklu bulunan Çetin Doğan’dan altılı masaya mektup
Geçtiğimiz yıl Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca yürütülen 28 Şubat davası 14 sanığın yakalanması sonucuyla sonuçlanmıştı.
Karar kapsamında, 28 Şubat davasında yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan için de yakalama sonucu çıkarılmış, Doğan da Bodrum Adliyesi’ne giderek teslim olmuştu.
1 yıldır cezaevinde bulunan Çetin Doğan, altılı masaya mektup gönderdi.
Altılı masaya cezaevinden mektup gönderdi
“İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji kısmının ‘Konsey’ sonucuna göre ‘hayati risk taşımakla birlikte içeride ve dışarıda olması fark etmez’ bireyi olarak halimden şikayetçi olmadığımı belirtmeliyim” diyerek mektubuna başlayan Doğan, “Hatta o kadar düzgünüm ki kelam konusu Hastane Başhekimliğine yazı yazarak öngördükleri kimi ileri tetkik ve operasyonlar için verdikleri ileri tarihindeki randevuların iptal edilmesini bile istedim” sözlerini kullandı.
Açıklamalarına devam eden Doğan, Cumhuriyet gazetesine yolladığı mektubunda, 6’lı masaya dair, “Ülkemizi aydınlığa, iyiliğe çıkarmak isteyen partiler için iç ve dış konjünktürel şartlar tahminen de tekrar ele geçirilmeyecek bir fırsat yaratmaktadır. Bu fırsat heba edilmemelidir.” düşüncesini lisana getirdi.
“Liderlerin müsamahasına sığınıyorum”
Altılı masanın 28 Kasım’daki toplantısına da değinen Doğan, “liderlerin müsamahasına sığınarak önemsediğim birtakım noktaları açıklamak isterim” diyerek kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Stratejinin en tanımı evvelarinin tespit sanatıdır. Bütün partilerin ve toplumun içine sindirebileceği, inanç duyabileceği bir Cumhurbaşkanı adayı belirlemedilk evvel yapılması gereken, Anayasada yapılacak değişikliğin bütün yurttaşların çektiği kasvetlere nasıl derman olacağının fazlaca yeterli anlatılmasıdır. Seçim sonuçları ortaya çıkmadan hükümet programının bilgileri ve idare misyon paylaşımının belirlenmesi çabası, gereksiz çatışmalara yol açabilecektir.
“Bu fırsat heba edilmemelidir”
Ülkemizi aydınlığa, iyiliğe çıkarmak isteyen partiler için iç ve dış konjünktürel şartlar tahminen de tekrar ele geçirilmeyecek bir fırsat yaratmaktadır. Bu fırsat heba edilmemelidir. Mektubumun değerli kısmını 6’lı masa merkezli niyetlerimi paylaşmaya ayırmamın güzel görülmesini dilerim. Bunun sebebi birey olarak çektiğimiz, yaşadığımız dertlerin makro seviyede bozuk tertipten kaynaklandığına olan inancımdandır.
Varsın AYM yasal yeri olmadan hakkımızda açılan davanın, geçerli hiç bir delil olmadan verilen kararın ‘ciddiyetle’ tartışmasına devam etsin! Adaletin ayaklar altına alındığı ve insanların kaygı ile sindirildiği bu üzere durumlarda süreksiz olarak gerçek hatalıların prestij görmesi doğaldır. Gerçeğin er geç gün yüzüne çıktığı, bu tıp mahkemelerin ise daha sonradan lanetle anıldığı görülmektedir. Nazım’ın dediği üzere, ‘sen yanmazsan, ben yanmazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.”
Geçtiğimiz yıl Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca yürütülen 28 Şubat davası 14 sanığın yakalanması sonucuyla sonuçlanmıştı.
Karar kapsamında, 28 Şubat davasında yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan için de yakalama sonucu çıkarılmış, Doğan da Bodrum Adliyesi’ne giderek teslim olmuştu.
1 yıldır cezaevinde bulunan Çetin Doğan, altılı masaya mektup gönderdi.
Altılı masaya cezaevinden mektup gönderdi
“İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji kısmının ‘Konsey’ sonucuna göre ‘hayati risk taşımakla birlikte içeride ve dışarıda olması fark etmez’ bireyi olarak halimden şikayetçi olmadığımı belirtmeliyim” diyerek mektubuna başlayan Doğan, “Hatta o kadar düzgünüm ki kelam konusu Hastane Başhekimliğine yazı yazarak öngördükleri kimi ileri tetkik ve operasyonlar için verdikleri ileri tarihindeki randevuların iptal edilmesini bile istedim” sözlerini kullandı.
Açıklamalarına devam eden Doğan, Cumhuriyet gazetesine yolladığı mektubunda, 6’lı masaya dair, “Ülkemizi aydınlığa, iyiliğe çıkarmak isteyen partiler için iç ve dış konjünktürel şartlar tahminen de tekrar ele geçirilmeyecek bir fırsat yaratmaktadır. Bu fırsat heba edilmemelidir.” düşüncesini lisana getirdi.
“Liderlerin müsamahasına sığınıyorum”
Altılı masanın 28 Kasım’daki toplantısına da değinen Doğan, “liderlerin müsamahasına sığınarak önemsediğim birtakım noktaları açıklamak isterim” diyerek kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Stratejinin en tanımı evvelarinin tespit sanatıdır. Bütün partilerin ve toplumun içine sindirebileceği, inanç duyabileceği bir Cumhurbaşkanı adayı belirlemedilk evvel yapılması gereken, Anayasada yapılacak değişikliğin bütün yurttaşların çektiği kasvetlere nasıl derman olacağının fazlaca yeterli anlatılmasıdır. Seçim sonuçları ortaya çıkmadan hükümet programının bilgileri ve idare misyon paylaşımının belirlenmesi çabası, gereksiz çatışmalara yol açabilecektir.
“Bu fırsat heba edilmemelidir”
Ülkemizi aydınlığa, iyiliğe çıkarmak isteyen partiler için iç ve dış konjünktürel şartlar tahminen de tekrar ele geçirilmeyecek bir fırsat yaratmaktadır. Bu fırsat heba edilmemelidir. Mektubumun değerli kısmını 6’lı masa merkezli niyetlerimi paylaşmaya ayırmamın güzel görülmesini dilerim. Bunun sebebi birey olarak çektiğimiz, yaşadığımız dertlerin makro seviyede bozuk tertipten kaynaklandığına olan inancımdandır.
Varsın AYM yasal yeri olmadan hakkımızda açılan davanın, geçerli hiç bir delil olmadan verilen kararın ‘ciddiyetle’ tartışmasına devam etsin! Adaletin ayaklar altına alındığı ve insanların kaygı ile sindirildiği bu üzere durumlarda süreksiz olarak gerçek hatalıların prestij görmesi doğaldır. Gerçeğin er geç gün yüzüne çıktığı, bu tıp mahkemelerin ise daha sonradan lanetle anıldığı görülmektedir. Nazım’ın dediği üzere, ‘sen yanmazsan, ben yanmazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.”