Allah CC en çok neyi sever ?

Ayden

Global Mod
Global Mod
[color=] Allah (C.C.) En Çok Neyi Sever? – İnanç, Anlayış ve İnsan Deneyimi Üzerine Eleştirel Bir Değerlendirme

Bu soruyla ilk kez ciddi biçimde yüzleştiğimde, bir cami sohbetinde yaşlı bir amcanın “Allah en çok adaleti sever” demesiyle durup düşünmüştüm. Yanımdaki biri hemen, “Hayır, Allah en çok sabredenleri sever” diye karşılık vermişti. O an fark ettim ki, herkesin “Allah’ın en çok neyi sevdiği”ne dair cevabı, aslında kendi hayat tecrübesiyle, yaşadığı imtihanlarla ve değer dünyasıyla yakından ilgiliydi. Bugün bu konuyu biraz daha derinlemesine, ama duygudan uzaklaşmadan ve eleştirel bir bakışla tartışmak istiyorum.

[color=] Kutsal Metinlerin Işığında: Allah’ın Sevdiği Nitelikler

Kur’an-ı Kerim, “Allah en çok şunu sever” şeklinde tek bir mutlak ifade sunmaz; bunun yerine Allah’ın sevdiği birçok niteliği farklı ayetlerde belirtir. Örneğin:

- “Şüphesiz Allah, sabredenleri sever.” (Âl-i İmrân 3:146)

- “Allah, adaletli olanları sever.” (Mâide 5:42)

- “Allah, tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.” (Bakara 2:222)

Bu ayetler, Allah’ın sevgisinin eylemlere ve niyetlere bağlı olduğunu gösterir. Buradan hareketle, tek bir cevaptan ziyade çok boyutlu bir anlayışa ulaşmak gerekir: Allah, insanın kalbindeki niyet, davranışlarındaki adalet, tutumundaki sabır ve içsel arınma çabasını sever.

Ancak burada ilginç bir nokta vardır: İnsanlar genellikle bu ayetleri seçerken kendi ruh hallerine uygun olanı öne çıkarır. Bir kayıp yaşayan kişi sabrı, haksızlık gören adaleti, günah işleyen ise tövbeyi merkeze alır. Bu, insanın dinî tecrübesinin bireysel bir yansımasıdır.

[color=] Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Forumlarda veya sohbetlerde bu konuyu erkeklerin ele alış biçimi çoğu zaman daha sistematik ve stratejik olur. Erkek katılımcılar, ayetleri karşılaştırır, hadis kaynaklarına başvurur, “en çok” ifadesinin dilsel olarak ne kadar doğru olduğuna dair tartışmalara girer. Onlara göre, Allah’ın sevgisi bir hiyerarşiden ziyade bir prensipler dizisidir. Bu bakış açısı, özellikle İbn Teymiyye ve Gazâlî gibi âlimlerin eserlerinde görülen rasyonel sorgulama çizgisinden etkilenir.

Örneğin bazı erkek kullanıcılar, “Allah en çok takvayı sever, çünkü Kur’an’da ‘Allah, takva sahiplerini sever’ ifadesi birçok kez geçiyor” diyerek ayet sayısına dayalı bir analiz sunar. Diğerleri, sevginin doğrudan insanın ahlaki dönüşümüyle ilişkili olduğunu savunur. Bu yaklaşım, çözüm odaklıdır; “Allah’ın sevgisini kazanmak için ne yapmalı?” sorusuna pratik cevaplar üretir: Namaz, sabır, tevazu, adalet gibi somut eylemler…

Bu yönüyle erkeklerin yaklaşımı, Tanrı sevgisini bir sistematik düzen içinde anlamaya çalışır. Ancak bu yöntemin zayıf yönü, bazen duygusal derinliği ve manevî deneyimi ikinci plana atmasıdır.

[color=] Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı

Kadınların bu konudaki yaklaşımları ise çoğu zaman daha içsel ve ilişkiseldir. Kadınlar, “Allah’ın sevgisini kazanmak” fikrini bir güven duygusuyla, bir teslimiyet haliyle bağdaştırırlar. Birçok kadın forum üyesi, Allah sevgisini “karşılıksız sevgi” kavramıyla ilişkilendirir; tıpkı anne sevgisi gibi, karşılık beklemeden affeden, şefkat gösteren bir sevgi…

Bu perspektif, özellikle Râbia el-Adeviyye gibi kadın sûfîlerin düşüncelerine yakındır. Râbia, “Ben Allah’ı ne cehennem korkusuyla ne de cennet ümidiyle severim; O’nu sırf sevdiğim için severim” demiştir. Kadınların yaklaşımı burada duygusal değil, bilakis derin bir metafizik farkındalık taşır. Onlar için “Allah en çok neyi sever?” sorusu, “İnsan neyi sevdiğinde Allah’a yaklaşır?” sorusuna dönüşür.

Bu yaklaşımın güçlü yanı, iman deneyimini insani ilişkiler üzerinden anlamlandırmasıdır. Zayıf yanı ise bazen teolojik sınırların bulanıklaşması ve duygusal yorumların aşırıya kaçması olabilir.

[color=] Eleştirel Bir Değerlendirme: Sevgi, Emir mi Yoksa Davet mi?

Bu noktada asıl mesele, “Allah’ın sevgisi”ni nasıl yorumladığımızdır. Kur’an’daki ifadeler, bir duygudan çok bir değer yargısı anlatır. Allah’ın sevgisi, bir karşılık, bir ödül gibidir; Allah, iyi olanları sever çünkü onların davranışları ilahî düzene uygundur. Bu nedenle, “Allah en çok sabredenleri sever” demek, duygusal bir sevgi ifadesinden çok, bir ahlakî onay bildirisidir.

Modern tefsir çalışmaları, özellikle Fazlur Rahman ve Muhammed Esed gibi çağdaş düşünürlerin yorumları, bu noktayı vurgular: Sevgi, Tanrı’nın insanla kurduğu ilişkinin sembolik bir anlatımıdır. Allah’ın sevgisi, insanı eyleme çağırır. Yani bu sevgi, edilgen değil; dönüştürücü bir güçtür.

Dolayısıyla, “Allah en çok neyi sever?” sorusu, aslında “Allah insanın hangi yönünü dönüştürmek ister?” sorusuna denk gelir.

[color=] İnanç ve Gerçeklik Arasında: Farklı Deneyimlerin Buluştuğu Nokta

Erkeklerin stratejik düşüncesiyle kadınların empatik yaklaşımı aslında birbirini tamamlar. Erkekler “ne yapılmalı”yı sorgularken, kadınlar “neden yapılmalı”yı sorgular. Bir taraf ahlaki yapıyı inşa ederken, diğeri bu yapıya ruh kazandırır. Dinî deneyim, bu iki yönün birleşiminden doğar.

Günümüzde özellikle dijital çağda, insanlar Allah’ın sevgisini sosyal medyadaki “beğeni” mantığıyla karıştırabiliyor. Dindarlık performatif hale gelebiliyor. Oysa Allah’ın sevgisi görünür bir onay değil, sessiz bir içsel denge halidir. Belki de Allah en çok “samimiyeti” sever; çünkü hem bilgiyle hem kalple beslenir.

[color=] Sonuç: Allah’ın En Çok Sevdiği Şey Nedir?

Kutsal metinlerdeki çeşitlilik, Allah’ın sevgisinin tek bir davranışa indirgenemeyeceğini gösteriyor. Adalet, sabır, tevbe, ihsan, temizlik, takva… Bunların her biri, insanın farklı yönlerini besleyen manevi değerlerdir.

Belki de bu yüzden Allah, “en çok” bir şeyi değil; “her durumda doğru olanı yapan insanı” sever. Çünkü sevgi, sadece bir duygunun değil, bir ahlakî tutarlılığın adıdır.

Peki sizce Allah’ın sevgisi, insanın hangi yönünü gerçekten ortaya çıkarıyor? Sabır mı, adalet mi, yoksa ihlas mı? Forumda bu konuda farklı düşüncelerimizi paylaşmak, belki hepimize yeni bir bakış kazandırabilir.

Kaynaklar:

- Kur’an-ı Kerim (Bakara 2:222, Âl-i İmrân 3:146, Mâide 5:42)

- Gazâlî, İhyâ-u Ulûmiddîn

- Râbia el-Adeviyye, Divan

- Fazlur Rahman, Major Themes of the Qur’an

- Muhammed Esed, Kur’an Mesajı