Beykozlu
New member
Cumhuriyet gazetesi muharriri Veysel Ulusoy, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Lideri Şahap Kavcıoğlu‘nun yılın üçüncü enflasyon raporunun sunumunu köşesine taşıyarak, “Birinci kez bir Merkez Bankası başkanı/ karar verici enflasyonun yüzde 30’un üstünde olduğunu kabullendi. Yazılı metinde değil de kelamlı olarak beyan edilse de, sayın liderin bu cümlesinin önümüzdeki ücret/maaş artışı görüşmelerinde türel bir sonuç doğuracağını altını çizerek dillendirebiliriz.” değerlendirmesini yaptı.
Ulusoy bugünkü yazısında, “Yılın üçüncü enflasyon raporu geçen günlerde Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu tarafınca sunuldu. Sayın Kavcıoğlu, enflasyonla gayrette bankanın yalnız kaldığını belirterek geçmişte olduğu üzere toplumun tüm bölümünden enflasyonla gayrete katılmalarını talep etti.Bu bize fazlaca tanıdık geldi… O denli ki, Ekim 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak koordinesinde açıklanan bir daha tıpkı çizgideki bir program kapsamında, eser ve hizmetlerinde yılsonuna kadar taban yüzde 10 indirim yapmayı taahhüt eden yaklaşık 2 bin 500 firma bir web sayfasında bile “teşhir” edildi.” sözünü kullandı.
Ulusoy şunları kullandı:
“İstersen katılma” yaklaşımıyla planlanan bu biçimde projede çabucak her firma mamüllerinde indirime gitti (gibi göründü) lakin enflasyon (tutarların artış hızı) bir daha de düşmedi. Tersine o yıl yaşanan birkaç döviz krizi ile birlikte ulusal ve yerli ekonomik kriz ile daha da üstlere taşındı.
bayağı bir yorum üzere geliyor size değil mi bu? Hayır, olmaması gerekir… Tam aksine, son devirde dillendirilmiş en değerli sentezlerden biri olarak algılıyorum ben bunu. sebebi epeyce açık ve hem de da bağlayıcı. Birinci kere bir Merkez Bankası başkanı/ karar verici enflasyonun yüzde 30’un üstünde olduğunu kabullendi. Yazılı metinde değil de kelamlı olarak beyan edilse de, sayın liderin bu cümlesinin önümüzdeki ücret/maaş artışı görüşmelerinde tüzel bir sonuç doğuracağını altını çizerek dillendirebiliriz. Resmi olarak TÜİK tarafınca açıklanan TÜFE ve ÜFE üzere enflasyon oranlarının, Merkez Bankası tarafınca da daha sık bilgilerle ölçüldüğü/ iddia edildiği gerçeğiyle üstteki yüzde 30 üzeri bir enflasyon yorumunu artık tüzel bağlamda sentezlemek gerektiği hayli lakin epey açıktır.”
Ulusoy bugünkü yazısında, “Yılın üçüncü enflasyon raporu geçen günlerde Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu tarafınca sunuldu. Sayın Kavcıoğlu, enflasyonla gayrette bankanın yalnız kaldığını belirterek geçmişte olduğu üzere toplumun tüm bölümünden enflasyonla gayrete katılmalarını talep etti.Bu bize fazlaca tanıdık geldi… O denli ki, Ekim 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak koordinesinde açıklanan bir daha tıpkı çizgideki bir program kapsamında, eser ve hizmetlerinde yılsonuna kadar taban yüzde 10 indirim yapmayı taahhüt eden yaklaşık 2 bin 500 firma bir web sayfasında bile “teşhir” edildi.” sözünü kullandı.
Ulusoy şunları kullandı:
“İstersen katılma” yaklaşımıyla planlanan bu biçimde projede çabucak her firma mamüllerinde indirime gitti (gibi göründü) lakin enflasyon (tutarların artış hızı) bir daha de düşmedi. Tersine o yıl yaşanan birkaç döviz krizi ile birlikte ulusal ve yerli ekonomik kriz ile daha da üstlere taşındı.
bayağı bir yorum üzere geliyor size değil mi bu? Hayır, olmaması gerekir… Tam aksine, son devirde dillendirilmiş en değerli sentezlerden biri olarak algılıyorum ben bunu. sebebi epeyce açık ve hem de da bağlayıcı. Birinci kere bir Merkez Bankası başkanı/ karar verici enflasyonun yüzde 30’un üstünde olduğunu kabullendi. Yazılı metinde değil de kelamlı olarak beyan edilse de, sayın liderin bu cümlesinin önümüzdeki ücret/maaş artışı görüşmelerinde tüzel bir sonuç doğuracağını altını çizerek dillendirebiliriz. Resmi olarak TÜİK tarafınca açıklanan TÜFE ve ÜFE üzere enflasyon oranlarının, Merkez Bankası tarafınca da daha sık bilgilerle ölçüldüğü/ iddia edildiği gerçeğiyle üstteki yüzde 30 üzeri bir enflasyon yorumunu artık tüzel bağlamda sentezlemek gerektiği hayli lakin epey açıktır.”