Beykozlu
New member
Dünya yazarı Alaattin Aktaş, bugünkü yazısında açıklanan enflasyon sayılarının gerçeği yansıtmadığını ve vatandaşların da açıklanan bilgilere inanmadığını yazdı. Bunun niçini olarak ise vatandaşların asıl harcamalarının besin unsurlarına yaptığını, besin unsurlarında ise büyük artışlar yaşandığına işaret etti.
Aktaş “Vatandaş açıklanan enflasyon oranlarına inanmıyor. Bu tartışma götürmeyecek bir gerçek. Oran, varsayım edilenden yüksek bile açıklansa, bu sefer de “Gerçek hayli daha yüksekti, lakin buraya indirebildiler” diye fikir yürütülüyor, görüş lisana getiriliyor” diye yazdı.
Aktaş, her ailenin kendine göre bir enflasyonu var diyerek “Toplumun büyük bir kısmı harcanmasının epeyce değerli bir kısmını besine ve mecburî harcamalara ayırmak durumunda kaldığı için bu harcanmasındaki artışı fazlaca doğal olarak ‘Enflasyon oranı budur’ diye okuyor” dedi.
Vatandaşların harcamalarının çoğunluğunu besin hususları oluşturduğu için verilen ortalama enflasyona inanmadıklarını söyleyen Aktaş şu biçimde yazdı:
“Vatandaş her 100 liralık harcanmasının 26 lirasını besine yapıyor. Bu 26 lira, dar gelirli vatandaşlarda tahminen 30’a, 40’a, 50’ye çıkıyor. ötürüsıyla besin unsurlarına gelen artırımlar vatandaşın açıklanan ortalama orana kuşkuyla bakmasında en büyük etken.”
Enflasyon oranının nasıl yüzde 17,53 olarak belirtildiğını ise Aktaş şu biçimde tabir ediyor:
“Haziran ayı prestijiyle yıllık fiyat değişimine mevzu 387 kalem mal ve hizmet var. Bu 387 kalem mal ve hizmetteki artırım ve fiyat düşüşü dağılımı şu biçimde; 5 kalemde yüzde 100’ün üstünde, 11 kalemde yüzde 50 ile yüzde 100 ortası, 189 kalemde yüzde 17.57 ile yüzde 50 ortası, 159 kalemde sıfır ile yüzde 17.57 ortası artış oldu. Üç kalemde fiyatlar değişmedi. 20 kalemde ise fiyatlar geriledi. Ortalama artış da bu biçimdece yüzde 17.53 olarak hesaplandı.“
Yazının tamamı
Aktaş “Vatandaş açıklanan enflasyon oranlarına inanmıyor. Bu tartışma götürmeyecek bir gerçek. Oran, varsayım edilenden yüksek bile açıklansa, bu sefer de “Gerçek hayli daha yüksekti, lakin buraya indirebildiler” diye fikir yürütülüyor, görüş lisana getiriliyor” diye yazdı.
Aktaş, her ailenin kendine göre bir enflasyonu var diyerek “Toplumun büyük bir kısmı harcanmasının epeyce değerli bir kısmını besine ve mecburî harcamalara ayırmak durumunda kaldığı için bu harcanmasındaki artışı fazlaca doğal olarak ‘Enflasyon oranı budur’ diye okuyor” dedi.
Vatandaşların harcamalarının çoğunluğunu besin hususları oluşturduğu için verilen ortalama enflasyona inanmadıklarını söyleyen Aktaş şu biçimde yazdı:
“Vatandaş her 100 liralık harcanmasının 26 lirasını besine yapıyor. Bu 26 lira, dar gelirli vatandaşlarda tahminen 30’a, 40’a, 50’ye çıkıyor. ötürüsıyla besin unsurlarına gelen artırımlar vatandaşın açıklanan ortalama orana kuşkuyla bakmasında en büyük etken.”
Enflasyon oranının nasıl yüzde 17,53 olarak belirtildiğını ise Aktaş şu biçimde tabir ediyor:
“Haziran ayı prestijiyle yıllık fiyat değişimine mevzu 387 kalem mal ve hizmet var. Bu 387 kalem mal ve hizmetteki artırım ve fiyat düşüşü dağılımı şu biçimde; 5 kalemde yüzde 100’ün üstünde, 11 kalemde yüzde 50 ile yüzde 100 ortası, 189 kalemde yüzde 17.57 ile yüzde 50 ortası, 159 kalemde sıfır ile yüzde 17.57 ortası artış oldu. Üç kalemde fiyatlar değişmedi. 20 kalemde ise fiyatlar geriledi. Ortalama artış da bu biçimdece yüzde 17.53 olarak hesaplandı.“
Yazının tamamı