Birfazlaca ünlünün zayıflamasında büyük tesiri olduğunu deklare ettiğı ketojenik diyet her insanın merak konusu oldu. Lakin kimi internet sitelerinde süratli zayıflamanın kolay yolu olarak isimlendirilen ketojenik diyet, aslında sağlıklı beşerler için hayli da uygun bir diyet değil. Pekala, ketojenik diyet nedir? Kimler için uygulanır?
Bedenin ketozise süreci hakkında bilgiler veren Diyetisyen Sena Altunbaş, ketojenik beslenmenin kilo verme ve sıhhat üstündeki tesirlerini anlattı.
Protein yüklü besleniliyor
Diyetisyen Sena Altunbaş, “Ketojenik diyet tedavi emeliyle kullanılan düşük karbonhidratlı özel bir diyet modelidir. Bu diyet çocukluk çağındaki dirençli epilepsilerinin nonfarmakolojik tedavisinde tesirli olması için geliştirilmiştir ve otizm için muhtemel bir tedavi tekniği olabileceği kısıtlı çalışmalarla desteklenmektedir. Ketojenik diyet, günlük alınan gücün %60 ve üzerinin yağ kaynaklarından gelmesini amaçlamaktadır. Bu diyet modeli düşük karbonhidrat, orta seviyede protein ve yüksek ölçüde yağ içerir. Karbonhidrat alımının azalmasıyla bedeni ketozis denilen duruma sokmayı gayeler. Bu niçinle uzman denetiminde ve tedavi emelli olduğu sürece olumlu tesirleri olan bir beslenme modelidir. Bedenin ketozise geçmesiyle güç kaynağı olarak yağlar kullanılır. Bunun kararında oluşan ketonlar, bedende kullanıldığında metabolik, nörolojik yahut insülinle ilgili hastalıkların tedavisinde tesirli olduğu düşünülmektedir. Karaciğerin ürettiği ketonlar, bilhassa beyin için yakıt olarak kullanılır. Beyin ketonları güç kaynağı olarak kullanabilmektedir. Fakat ketonlar uzun vadede beynin güç gereksinimini karşılayamaz, bu niçinle ketozisin uzatılması sıhhat problemlerine yola açabilir. Uzun periyodik ketojenik diyet uygulamaları bedene ziyan verebilir. Sıhhat üstündeki riskler ve uygulamadaki zorluklar sebebiyle diyet sırasında denetim altında olmak büyük değer taşır. Ketojenik diyet içerik olarak; kırmızı et, balık, tavuk, yumurta, peynir üzere protein kümesi ile kabuklu yemişler ve zeytinyağı, tereyağı üzere yağ kümesini içerir. Diyetin ekseriyetle birinci birkaç gününde zihinsel bulanıklık, baş dönmesi-ağrısı, asabiyet, kabızlık, mide bulantısı, aseton kokan nefes, yorgunluk üzere durumlar görülebilir.”
Bu diyet uzun vadede böbrek taşı yapabiliyor
Ketojenik diyetin zerzevat, meyve ve tahıl kümesinden kısıtlı bir diyet modeli olması sebebiyle düşük lif içerdiğini ve vitamin alımı ile günlük muhtaçlığının karşılanmadığını belirten Dyt. Altunbaş, kelamlarına şu biçimde devam etti: “Ketojenik diyetin -az da olsa- uzun vadede görülen birtakım tesirleri vardır. Bunlar; ketoasidoz, böbrek taşları ve problemleri, yüksek kolesterol düzeyleri, bağırsak sorunları (şiddetli kabızlık gibi), karaciğer rahatsızlıkları, yetersiz vitamin-mineral alımından dolayı besin eksikliğine bağlı rahatsızlıklarve kemik erimesidir. Sonuç olarak; bir sıhhat sorunu yoksa yalnızca kilo vermek gayesiyle ketojenik diyet uygulaması önerilmemektedir. Karbonhidratı kesmeden gerçek ölçülerde tüketilen yağ, karbonhidrat ve protein üçlüsüyle de sağlıklı bir biçimde kilo kaybı sağlanabilir.”
Bedenin ketozise süreci hakkında bilgiler veren Diyetisyen Sena Altunbaş, ketojenik beslenmenin kilo verme ve sıhhat üstündeki tesirlerini anlattı.
Protein yüklü besleniliyor
Diyetisyen Sena Altunbaş, “Ketojenik diyet tedavi emeliyle kullanılan düşük karbonhidratlı özel bir diyet modelidir. Bu diyet çocukluk çağındaki dirençli epilepsilerinin nonfarmakolojik tedavisinde tesirli olması için geliştirilmiştir ve otizm için muhtemel bir tedavi tekniği olabileceği kısıtlı çalışmalarla desteklenmektedir. Ketojenik diyet, günlük alınan gücün %60 ve üzerinin yağ kaynaklarından gelmesini amaçlamaktadır. Bu diyet modeli düşük karbonhidrat, orta seviyede protein ve yüksek ölçüde yağ içerir. Karbonhidrat alımının azalmasıyla bedeni ketozis denilen duruma sokmayı gayeler. Bu niçinle uzman denetiminde ve tedavi emelli olduğu sürece olumlu tesirleri olan bir beslenme modelidir. Bedenin ketozise geçmesiyle güç kaynağı olarak yağlar kullanılır. Bunun kararında oluşan ketonlar, bedende kullanıldığında metabolik, nörolojik yahut insülinle ilgili hastalıkların tedavisinde tesirli olduğu düşünülmektedir. Karaciğerin ürettiği ketonlar, bilhassa beyin için yakıt olarak kullanılır. Beyin ketonları güç kaynağı olarak kullanabilmektedir. Fakat ketonlar uzun vadede beynin güç gereksinimini karşılayamaz, bu niçinle ketozisin uzatılması sıhhat problemlerine yola açabilir. Uzun periyodik ketojenik diyet uygulamaları bedene ziyan verebilir. Sıhhat üstündeki riskler ve uygulamadaki zorluklar sebebiyle diyet sırasında denetim altında olmak büyük değer taşır. Ketojenik diyet içerik olarak; kırmızı et, balık, tavuk, yumurta, peynir üzere protein kümesi ile kabuklu yemişler ve zeytinyağı, tereyağı üzere yağ kümesini içerir. Diyetin ekseriyetle birinci birkaç gününde zihinsel bulanıklık, baş dönmesi-ağrısı, asabiyet, kabızlık, mide bulantısı, aseton kokan nefes, yorgunluk üzere durumlar görülebilir.”
Bu diyet uzun vadede böbrek taşı yapabiliyor
Ketojenik diyetin zerzevat, meyve ve tahıl kümesinden kısıtlı bir diyet modeli olması sebebiyle düşük lif içerdiğini ve vitamin alımı ile günlük muhtaçlığının karşılanmadığını belirten Dyt. Altunbaş, kelamlarına şu biçimde devam etti: “Ketojenik diyetin -az da olsa- uzun vadede görülen birtakım tesirleri vardır. Bunlar; ketoasidoz, böbrek taşları ve problemleri, yüksek kolesterol düzeyleri, bağırsak sorunları (şiddetli kabızlık gibi), karaciğer rahatsızlıkları, yetersiz vitamin-mineral alımından dolayı besin eksikliğine bağlı rahatsızlıklarve kemik erimesidir. Sonuç olarak; bir sıhhat sorunu yoksa yalnızca kilo vermek gayesiyle ketojenik diyet uygulaması önerilmemektedir. Karbonhidratı kesmeden gerçek ölçülerde tüketilen yağ, karbonhidrat ve protein üçlüsüyle de sağlıklı bir biçimde kilo kaybı sağlanabilir.”