Beykozlu
New member
Gelecek yıl enflasyonun yüzde 30’ları bulacağını öngoren Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, “Merkez Bankası’nın siyasi kanattan gelen talimata uyup faiz indirmekle enflasyon cinini şişeden çıkardı. O cini yine şişeye geri sokmak epey güç olacak, bilhassa sabit gelirli halk büyük problem çekecek” dedi.
Yılmaz, faiz indirimlerinin üretkenlik üzerinde bir tesiri olmasının mümkün olmadığını anlattı.
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre Merkez Bankası faizi indirdikçe TL’nin kıymet kaybetmeye devam edeceğini öngoren Yılmaz, kurdaki artış kararında Türk mallarının dolar cinsinden biraz ucuzlayabileceğini, bunun da ihracatı biraz artırabileceğini, lakin cari açık azalma eğilimine girse de bunun katiyen kalıcı bir etkisinin olmayacağını söylemiş oldu.
“Kurdaki artış, enflasyonun daha da artmasına yol açacak”
Son devirdeki ihracatta gözlenen artışın ana niçininin TL’nin paha kaybı olmadığının da altını çizen Yılmaz, “Biraz tesiri olsa da, asıl tesir dünya ticaretindeki süratli artıştan ve Çin’den mal sevkiyatında yaşanan gecikmelerden dolayı bilhassa Avrupalı şirketlerin alternatif üretim kaynakları arayışından kaynaklanıyor. Covid-19 daha sonrası yaşanan talep artışının ve arz zincirindeki aksamanın olağana dönmesiyle bu tesir de kaybolacaktır” dedi.
Yılmaz, şöyleki devam etti: “Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararında yaşanan kurdaki artış, Türkiye’de enflasyonun daha da artmasına yol açacak. Kurdaki artış orta mal ve hammadde ithalatına bağımlı olan Türkiye’de üretim maliyetlerini süratle artıracaktır. Hali hazırda 12 aylık üretici enflasyonu yüzde 45; son periyottaki kur artışlarının akabinde bunun daha da artması kaçınılmaz. İktisadın yüzde9-10 büyüdüğü bir iktisatta üretici fiyat artışları perakende fiyatlarına daha kolay yansıtılacak ve tüketici enflasyonu da hızlanarak artacak.”
“Sabit gelirli halk büyük badire çekecek”
Merkez Bankası’nın siyasi kanattan gelen talimata uyup faiz indirmekle enflasyon cinini şişeden çıkarmış olduğunu tabir eden Yılmaz, “O cini tekrar şişeye geri sokmak hayli güç olacak, bilhassa sabit gelirli halk büyük eza çekecek. Yüksek enflasyon ortamında siyaset faizini indirmek, popülist iktisat siyasetidir. Ülke süratle seçim çizgisi sathına gerçek ilerliyor. Piyasalar da giderek seçimin yaklaşacağı ve popülizm yoğunluğunun giderek artacağını fiyatlıyor” dedi.
Yılmaz, faiz indirimlerinin üretkenlik üzerinde bir tesiri olmasının mümkün olmadığını anlattı.
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre Merkez Bankası faizi indirdikçe TL’nin kıymet kaybetmeye devam edeceğini öngoren Yılmaz, kurdaki artış kararında Türk mallarının dolar cinsinden biraz ucuzlayabileceğini, bunun da ihracatı biraz artırabileceğini, lakin cari açık azalma eğilimine girse de bunun katiyen kalıcı bir etkisinin olmayacağını söylemiş oldu.
“Kurdaki artış, enflasyonun daha da artmasına yol açacak”
Son devirdeki ihracatta gözlenen artışın ana niçininin TL’nin paha kaybı olmadığının da altını çizen Yılmaz, “Biraz tesiri olsa da, asıl tesir dünya ticaretindeki süratli artıştan ve Çin’den mal sevkiyatında yaşanan gecikmelerden dolayı bilhassa Avrupalı şirketlerin alternatif üretim kaynakları arayışından kaynaklanıyor. Covid-19 daha sonrası yaşanan talep artışının ve arz zincirindeki aksamanın olağana dönmesiyle bu tesir de kaybolacaktır” dedi.
Yılmaz, şöyleki devam etti: “Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararında yaşanan kurdaki artış, Türkiye’de enflasyonun daha da artmasına yol açacak. Kurdaki artış orta mal ve hammadde ithalatına bağımlı olan Türkiye’de üretim maliyetlerini süratle artıracaktır. Hali hazırda 12 aylık üretici enflasyonu yüzde 45; son periyottaki kur artışlarının akabinde bunun daha da artması kaçınılmaz. İktisadın yüzde9-10 büyüdüğü bir iktisatta üretici fiyat artışları perakende fiyatlarına daha kolay yansıtılacak ve tüketici enflasyonu da hızlanarak artacak.”
“Sabit gelirli halk büyük badire çekecek”
Merkez Bankası’nın siyasi kanattan gelen talimata uyup faiz indirmekle enflasyon cinini şişeden çıkarmış olduğunu tabir eden Yılmaz, “O cini tekrar şişeye geri sokmak hayli güç olacak, bilhassa sabit gelirli halk büyük eza çekecek. Yüksek enflasyon ortamında siyaset faizini indirmek, popülist iktisat siyasetidir. Ülke süratle seçim çizgisi sathına gerçek ilerliyor. Piyasalar da giderek seçimin yaklaşacağı ve popülizm yoğunluğunun giderek artacağını fiyatlıyor” dedi.