Beykozlu
New member
Sabah gazetesi muharriri Nurullah Gür, “Enflasyona yalnızca nakdî bir problem olarak bakmanın, amacı tutturmada muvaffakiyet sağlamadığını son 10 yılda tekraren gördük. İklim değişikliği, enflasyon için tehdit oluştururken, kuraklık besin enflasyonunu global ölçekte artırıyor” kanısını lisana getirdi.
Gür yazısında, “Enflasyonun yalnızca mali bir fenomen olduğu görüşü, uzun yıllar dünya sahnesinde siyaset yapıcıların kılavuzu oldu. Bu görüş, para siyasetinin kurallara bağlı ve öngörülebilir halde yürütüldüğü takdirde enflasyon sıkıntısının olmayacağını tez eder. İşi sıradane indirgeyerek enflasyonun yapısal niçinlerine fazla bakmaz. Enflasyon hedeflemesi bu iktisadi anlayış temel alınarak tasarlanmıştır. Hakkını vermek gerekir ki enflasyon hedeflemesinin dünya genelinde düzgün çalıştığı bir devir oldu. Çin’in ucuz mamüllerinin global enflasyonu törpülediği ve milletlerarası sermaye hareketlerinin nazarance istikrarlı olduğu 2000’lerin başında mali transfer düzeneği ve enflasyon hedeflemesi kötü çalışmadı.” tabirini kullandır.
Gür şunları kaydetti:
“Enflasyona yalnızca nakdî bir problem olarak bakmanın, amacı tutturmada muvaffakiyet sağlamadığını son 10 yılda tekraren gördük. Kimi yapısal sıkıntılar para siyasetini ve merkez bankalarını aciz bırakıyor. Gelişmiş ülkelerin geçtiğimiz 10-15 yıllık devirde yüksek enflasyon üzere bir sorunları olmadı. Fakat onların da kederi, enflasyonu bir türlü yüzde 2 amacına ulaştıramamaktı. 2008’deki kriz daha sonrasında uygunca ayyuka çıkan gelir eşitsizliği, birtakım eser kümelerinde talebin zayıf kalmasına niye oldu. Trilyonlarca dolar para basıldı. Negatif gerçek faiz verildi. Sonuç değişmedi. Enflasyon kıpırdamadı. Gelişmeleri gerçek okuyan birtakım merkez bankaları, 20-30 yıl evvel kimsenin hayal edemeyeceği bir şey yaptılar ve gelir eşitsizliğini tartışmaya açtılar.”
Gür yazısında, “Enflasyonun yalnızca mali bir fenomen olduğu görüşü, uzun yıllar dünya sahnesinde siyaset yapıcıların kılavuzu oldu. Bu görüş, para siyasetinin kurallara bağlı ve öngörülebilir halde yürütüldüğü takdirde enflasyon sıkıntısının olmayacağını tez eder. İşi sıradane indirgeyerek enflasyonun yapısal niçinlerine fazla bakmaz. Enflasyon hedeflemesi bu iktisadi anlayış temel alınarak tasarlanmıştır. Hakkını vermek gerekir ki enflasyon hedeflemesinin dünya genelinde düzgün çalıştığı bir devir oldu. Çin’in ucuz mamüllerinin global enflasyonu törpülediği ve milletlerarası sermaye hareketlerinin nazarance istikrarlı olduğu 2000’lerin başında mali transfer düzeneği ve enflasyon hedeflemesi kötü çalışmadı.” tabirini kullandır.
Gür şunları kaydetti:
“Enflasyona yalnızca nakdî bir problem olarak bakmanın, amacı tutturmada muvaffakiyet sağlamadığını son 10 yılda tekraren gördük. Kimi yapısal sıkıntılar para siyasetini ve merkez bankalarını aciz bırakıyor. Gelişmiş ülkelerin geçtiğimiz 10-15 yıllık devirde yüksek enflasyon üzere bir sorunları olmadı. Fakat onların da kederi, enflasyonu bir türlü yüzde 2 amacına ulaştıramamaktı. 2008’deki kriz daha sonrasında uygunca ayyuka çıkan gelir eşitsizliği, birtakım eser kümelerinde talebin zayıf kalmasına niye oldu. Trilyonlarca dolar para basıldı. Negatif gerçek faiz verildi. Sonuç değişmedi. Enflasyon kıpırdamadı. Gelişmeleri gerçek okuyan birtakım merkez bankaları, 20-30 yıl evvel kimsenin hayal edemeyeceği bir şey yaptılar ve gelir eşitsizliğini tartışmaya açtılar.”