Beykozlu
New member
Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, İran’dan gelen doğalgazın kesintiye uğraması kararı endüstride uygulanan gaz kesintilerine ait olarak “İran gazındaki kesinti, neredeyse tek münasebet üzere sunularak, tedarik idaresi probleminin, politik yanlışların, kusurlu tercihlerin üzeri örtülmek isteniyor” sözlerini kullandı.
Toker, güç uzmanlarıyla yaptığı görüşmeler daha sonrası sorunun kaynağına ait genel çerçeveyi köşesinde şöyleki aktardı:
” – Türkiye’nin Azeri Şahdeniz 1 kontratı 2021 Nisan’ında bitmiş oldu. Ölçüsü 6.6 milyar metreküptü. Tıpkı periyotta Türkiye’nin Nijerya ile yıllar evvel imzalamış olduğu yıllık 1 milyar metreküp ile Rus Batı Sınırı ile yapmış olduğu yıllık 4 milyar metreküplük kontratlar da bitmiş oldu.
– Bu kontratlardan boşalan doğalgaz açığı, spot piyasalardan LNG, yani sıvılaştırılmış doğalgaz ile kapatıldı. Lakin çok yüksek faturalar ödendi, öbür yandan tıpkı Merkez Bankası’nın rezervleri üzere, stratejik kıymet taşıyan depolama tesislerindeki doğalgaz kullanıldı.
– Azerbaycan’dan gelen TANAP çizgisiyle taşınan 16 milyar metreküp gazın yalnızca 6 milyar metreküpü Türkiye’ye satılıyor. 10 milyar metreküp Avrupa’ya gidiyor. Vaktinde 16 milyar metreküp TANAP sınırı gazının tamamının Türkiye tarafınca satın alınma önerisi gündeme gelmiş lakin kabul edilmemiş. Bu tercih kullanılsaydı Türkiye’nin fiyat belirlemede kelam sahibi olabileceği belirtiliyor.
– BOTAŞ, 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu bünyesine alındı. 2018 yılından bu yana ziyanda. Bu esaslı ve stratejik kuruluşun 2021 yılı ziyanı 60 milyar TL’ye ulaştı.) Türkiye’de konut dalına verilen doğalgazın sübvanse edildiği de biliniyor.
Özel kesim, üretim için muhtaçlık duyduğu doğalgazı kendisi getirmek ithal etmek istiyor. Bilhassa büyük sanayi kuruluşları, ikili mutabakatlarla LNG getirmek istiyor. Lakin Güç Bakanlığı’na biroldukca defa iletilen bu teklif kabul edilmiyor. Öte yandan kabul edilse dahi gemilerle getirilecek LNG’nin boşaltımı için de teknik altyapı ve kuralların uygun olmadığı söz ediliyor.“
Toker, güç uzmanlarıyla yaptığı görüşmeler daha sonrası sorunun kaynağına ait genel çerçeveyi köşesinde şöyleki aktardı:
” – Türkiye’nin Azeri Şahdeniz 1 kontratı 2021 Nisan’ında bitmiş oldu. Ölçüsü 6.6 milyar metreküptü. Tıpkı periyotta Türkiye’nin Nijerya ile yıllar evvel imzalamış olduğu yıllık 1 milyar metreküp ile Rus Batı Sınırı ile yapmış olduğu yıllık 4 milyar metreküplük kontratlar da bitmiş oldu.
– Bu kontratlardan boşalan doğalgaz açığı, spot piyasalardan LNG, yani sıvılaştırılmış doğalgaz ile kapatıldı. Lakin çok yüksek faturalar ödendi, öbür yandan tıpkı Merkez Bankası’nın rezervleri üzere, stratejik kıymet taşıyan depolama tesislerindeki doğalgaz kullanıldı.
– Azerbaycan’dan gelen TANAP çizgisiyle taşınan 16 milyar metreküp gazın yalnızca 6 milyar metreküpü Türkiye’ye satılıyor. 10 milyar metreküp Avrupa’ya gidiyor. Vaktinde 16 milyar metreküp TANAP sınırı gazının tamamının Türkiye tarafınca satın alınma önerisi gündeme gelmiş lakin kabul edilmemiş. Bu tercih kullanılsaydı Türkiye’nin fiyat belirlemede kelam sahibi olabileceği belirtiliyor.
– BOTAŞ, 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu bünyesine alındı. 2018 yılından bu yana ziyanda. Bu esaslı ve stratejik kuruluşun 2021 yılı ziyanı 60 milyar TL’ye ulaştı.) Türkiye’de konut dalına verilen doğalgazın sübvanse edildiği de biliniyor.
Özel kesim, üretim için muhtaçlık duyduğu doğalgazı kendisi getirmek ithal etmek istiyor. Bilhassa büyük sanayi kuruluşları, ikili mutabakatlarla LNG getirmek istiyor. Lakin Güç Bakanlığı’na biroldukca defa iletilen bu teklif kabul edilmiyor. Öte yandan kabul edilse dahi gemilerle getirilecek LNG’nin boşaltımı için de teknik altyapı ve kuralların uygun olmadığı söz ediliyor.“