‘Uzaktan müşteri ediniminde 1 yılda % 65 doğrulamaya ulaşmamız gerekiyor’ Uzaktan müşteri ediniminin Türkiye’de 1 Mayıs’ta başladığını ve gidilecek epeyce yolun olduğunu belirten Identify Türkiye Genel Müdürü Ali Haydar Ünsal, bu işin Türkiye’de bir kaç yıl ortasında daha inançlı, daha sağlam adımlarla ilerleyeceğini söylemiş oldu. Bloomberg HT televizyonunda Finansal Teknoloji programına konuk olan Ünsal, öbür Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında doğrulama oranlarının Türkiye’de çabucak hemen beklenilen düzeylerde olmadığını kaydetti. Almanya’da uzaktan müşteri edinimi yoluna giren her 100 bireyden 60-65’inin doğrulandığı bilgisini veren Ünsal şu biçimde devam etti: “Bizim şirket olarak muvaffakiyet ortalamamız ise yüzde 85’in üzerinde. Avrupa Birliği’nde (AB) en yüksek doğrulama oranına sahip şirketiz. Türkiye’de şu anda maalesef bu oran çok yüksek değil. Oran olarak yüzde 30’u çabucak hemen geçebilmiş değiliz. Lakin daha yolun başındayız. Bir yıl ortasında en azından yüzde 60-65 bandına ulaşmamız gerekiyor.”
‘AB’deki dört ana oyuncudan biriyiz, Ar-Ge merkezimizi Türkiye’ye taşıyoruz’
Yaklaşık beş yıldır Almanya’da kimlik doğrulama teknolojileri üzerine hizmet verdiklerini belirten Ünsal, bu alanda AB’deki dört ana oyuncudan biri olduklarını söylemiş oldu. Nisan 2021 prestijiyle Türkiye’de faaliyete başladıklarını kaydeden Ünsal, “Türkiye bizim doğduğumuz ve büyüdüğümüz topraklar. Türkiye’de faaliyete başlamaktaki hedefimiz ülkeye yatırım yapmaktı ve Ar-Ge merkezimizi Türkiye’ye taşıma sonucu aldık. Başladıktan daha sonra iş dünyasından hoş de bir teveccüh gördük” diye konuştu.
‘Kimlik doğrulma şirketlerinin sertifikasyonu ve güvenliği fazlaca önemli’
Türkiye’de uzaktan kimlik doğrulama ve müşteri ediniminin önünü açan kurum olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na teşekkür etmek gerektiğini belirten Ünsal, “Bir kaç sefer toplantı yapma bahtını yakaladık. Bu kadar dünyayı ve teknolojiyi takip eden bir kurumun olduğunu görmek bizim için gurur verici” diye konuştu. Kimlik doğrulama bölümünde AB’de dört ana oyuncu olduğunu buna rağmen Türkiye’de bir yılda 20’ye yakın şirketin kurulduğunu söz eden Ünsal, bunun bir yandan heyecan verici olduğunu lakin başka yandan da bir şirket enflasyonu oluşturduğunu belirtti. Bahsin kimlik doğrulama üzere epeyce hassas bir mevzu olduğunu ve ötürüsıyla burada faaliyet gösteren şirketlerin sertifikasyonunun, bu işi yapan bireylerin üst seviye güvenlik uygulamaları ve regülasyonlarına tabi olup olmadıklarının denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Ünsal, Türkiye’de de bunun yavaş yavaş oturacağını varsayım ettiklerini söylemiş oldu.
‘Kurumlar kimlik doğrulama hizmetini dışarıdan almalı’
Altı yıl evvel Almanya’da pek hayli bankanın kimlik doğrulama işini kendi iç bünyesinde yapmaya başladığını kaydeden Ünsal, bu bankaların yaklaşık sekiz ay ile 1 yıl ortasında bu işin altından kalkamayacaklarını görüp bu hizmeti dışarıdan iş ortaklarından almaya başladıklarını belirtti. Uzaktan kimlik doğrulamanın antivirüs yazılımı geliştirmek kadar karmaşık ve sıkıntı bir iş olduğunun altını çizen Ünsal, “Dünyada her gün onlarca kimlik hırsızlığı, kara para aklama ya da terörizmin finansmanı üzere olaylar yaşanıyor. Bizim gruplarımız her gün bu olayları inceliyor ve daha nasıl inançlı bir sistem hayata geçirebiliriz, iş ortaklarımıza daha nasıl yanlışsız bir yapı sunabiliriz diye çalışıyorlar. Türkiye’de pek epey kurum bunu kendi ortasında halletmeye çalışıyor. Biz elimizden geldiğince bunun yanlışsız olmadığını, bu işin yalnızca teknoloji ile olmadığını, işin ortasında bir iş akışı idaresi, kültür, o işin nasıl yapılacağının bilinirliğinin gerektiğini söylüyoruz. Bu işin yalnızca yüzde 40’ı teknoloji, yüzde 60’ı ise eğitim ve know how. Bizi de gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de farklılaştıranın bu olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.
‘AB’deki dört ana oyuncudan biriyiz, Ar-Ge merkezimizi Türkiye’ye taşıyoruz’
Yaklaşık beş yıldır Almanya’da kimlik doğrulama teknolojileri üzerine hizmet verdiklerini belirten Ünsal, bu alanda AB’deki dört ana oyuncudan biri olduklarını söylemiş oldu. Nisan 2021 prestijiyle Türkiye’de faaliyete başladıklarını kaydeden Ünsal, “Türkiye bizim doğduğumuz ve büyüdüğümüz topraklar. Türkiye’de faaliyete başlamaktaki hedefimiz ülkeye yatırım yapmaktı ve Ar-Ge merkezimizi Türkiye’ye taşıma sonucu aldık. Başladıktan daha sonra iş dünyasından hoş de bir teveccüh gördük” diye konuştu.
‘Kimlik doğrulma şirketlerinin sertifikasyonu ve güvenliği fazlaca önemli’
Türkiye’de uzaktan kimlik doğrulama ve müşteri ediniminin önünü açan kurum olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na teşekkür etmek gerektiğini belirten Ünsal, “Bir kaç sefer toplantı yapma bahtını yakaladık. Bu kadar dünyayı ve teknolojiyi takip eden bir kurumun olduğunu görmek bizim için gurur verici” diye konuştu. Kimlik doğrulama bölümünde AB’de dört ana oyuncu olduğunu buna rağmen Türkiye’de bir yılda 20’ye yakın şirketin kurulduğunu söz eden Ünsal, bunun bir yandan heyecan verici olduğunu lakin başka yandan da bir şirket enflasyonu oluşturduğunu belirtti. Bahsin kimlik doğrulama üzere epeyce hassas bir mevzu olduğunu ve ötürüsıyla burada faaliyet gösteren şirketlerin sertifikasyonunun, bu işi yapan bireylerin üst seviye güvenlik uygulamaları ve regülasyonlarına tabi olup olmadıklarının denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Ünsal, Türkiye’de de bunun yavaş yavaş oturacağını varsayım ettiklerini söylemiş oldu.
‘Kurumlar kimlik doğrulama hizmetini dışarıdan almalı’
Altı yıl evvel Almanya’da pek hayli bankanın kimlik doğrulama işini kendi iç bünyesinde yapmaya başladığını kaydeden Ünsal, bu bankaların yaklaşık sekiz ay ile 1 yıl ortasında bu işin altından kalkamayacaklarını görüp bu hizmeti dışarıdan iş ortaklarından almaya başladıklarını belirtti. Uzaktan kimlik doğrulamanın antivirüs yazılımı geliştirmek kadar karmaşık ve sıkıntı bir iş olduğunun altını çizen Ünsal, “Dünyada her gün onlarca kimlik hırsızlığı, kara para aklama ya da terörizmin finansmanı üzere olaylar yaşanıyor. Bizim gruplarımız her gün bu olayları inceliyor ve daha nasıl inançlı bir sistem hayata geçirebiliriz, iş ortaklarımıza daha nasıl yanlışsız bir yapı sunabiliriz diye çalışıyorlar. Türkiye’de pek epey kurum bunu kendi ortasında halletmeye çalışıyor. Biz elimizden geldiğince bunun yanlışsız olmadığını, bu işin yalnızca teknoloji ile olmadığını, işin ortasında bir iş akışı idaresi, kültür, o işin nasıl yapılacağının bilinirliğinin gerektiğini söylüyoruz. Bu işin yalnızca yüzde 40’ı teknoloji, yüzde 60’ı ise eğitim ve know how. Bizi de gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de farklılaştıranın bu olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.