Vedat Alım: Türk ekonomisindeki büyümeyi sanayi sürüklüyor
Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Olağan 49. Genel Kurul’una katıldı.
Programda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da yer aldı.
Bakan Alım, “Türk ekonomisindeki büyümeyi sanayi sürüklüyor. Endüstriye dayalı bir büyüme ve bu endüstride ihracatçı bir sanayi. Geleceğe inançla bakmamız bir hayal değil. Onun için bugün ortasında bulunduğumuz konjonktürün olumsuz kaidelerinde karamsar olmaya hiç gerek yok. Türkiye’nin üretim gücüne güveneceğiz. En makus kurallarda Türkiye endüstrisi yüzde 13 büyüyor. Türkiye milletin gücünün geldiği noktayı gösteriyor. Problemler yaşıyoruz. Pandeminin problemlerini, enflasyonu sıkıntılarını, bu enflasyon dünyanın yaşadığı global bu üçüncü büyük krizin global yansımalarıdır. Türkiye’ye de yansıyor bunlar. Türkiye’de de yaşanıyor alışılmış. Bunlara biz toplumsal devlet siyasetleriyle, toplumsal siyasetlerle karşılık verdik” dedi.
“Asgari fiyatın vergi dışı bırakılmasını gerçekleştirdik”
“Türkiye tarihinde yüzde 50’lik bir artışla minimum fiyat arttırdık” diyen Bakan Alım, “Bu bütün bu sürece verilen en kıymetli, en radikal karşılıktı. Bu devletin bir fedakarlığı, hem de. birlikte personel ve patron ve devlet birlikte tıpkı şeye imza attık. Bu bizim için gurur deposudur. Onun için ben hem orada Türk İş’i temsilen oturan sayın genel sekreteri hem MESS’i temsilen oturan sayın genel lideri burada da tebrik ediyorum. Teşekkür ediyorum. Biz tarihi bir şey daha gerçekleştirdik. O bize nasip oldu. senelerca ben öğrenciliğimden beri bu fikri savundum. Minimum fiyat vergi dışı bırakılsın. Fiyatların minimum fiyat kadar geliri vergi dışı bırakılsın. Bu da daha geniş kapsamlısıydı. Bunu gerçekleştirdik. Türkiye toplumsal devlet olarak bu meselelere karşılık veriyor. Bunları yapmak zorundayız. Çok sık tenkitler vardı. SGK açık veriyor. Niçin açık veriyor SGK; İster özel hastaneye gitsin, ister devlet hastaneye gitsin. 7’den 70’e Türk beşerinin toplumsal sıhhat sistemini, toplumsal sistemin içerisine aldığı için açık veriyor. Toplumsal devletin bu sorumluluğu vardır, bunu gerçekleştiriyor” diye konuştu.
Beyaz bayrak programını anlattı
Cumhurbaşkanımızla bir beyaz bayrak programı gerçekleştirecektik programlarından dolayı gerçekleştiremediklerini lisana getiren Bakan Alım, “Bayramdan daha sonra o merasimi gerçekleştireceğiz. Kamuya olan sorumluluklarını yerine getiren, düzgün iş yapan ve örgütlü iş yeri olan bütün işletmelere beyaz bayrak vereceğiz. Tıpkı beş yıldızlı otellerin kapısındaki yıldız üzere onların fabrikalarının önüne bu plaketi koyacağız. Önlerine de bu beyaz bayrağı çekeceğiz. Burası düzgün işin yapıldığı yerdir. Örgütlü iş yeridir diyeceğiz. Bu projeyi Türk çalışma hayatında sembolik bir bedeli olan lakin beraberinde işletmelerimize katkı yapacak projelerde de öncelik vereceğiz. Beyaz bayrak olan işletmelere uyguladığımız biroldukça projede de öncelik vereceğiz. Katkı yapacağız” halinde konuştu.
“Türkiye’nin büyüklüğü yalnızca ekonomik bedelleriyle ölçülmez”
DHA’ya bakılırsa Alım “Türkiye büyük bir ülkedir. Türkiye’nin büyüklüğü yalnızca ekonomik bedelleriyle ölçülmez. Türkiye’yi temsil ettiği insani, toplumsal , tarihi kıymetleriyle büyük bir ülkedir. Bu ülkenin daha güçlenmesi, daha da gelişmesinin aşikâr kuralları var. İktisadın taşıyarak bugünkü negatif konjonktürel tesirlerden kurtararak büyümesini sürdürmek. İstihdam yaratan, ihracata dayalı bir büyüme. İkincisi Türkiye’nin demokrasisini daha da güçlendirmek. Sistem değişimi, başkanlık sistemine geçiş bu demokratikleşme sürecinin en değerli adımıdır. Bunun tamamlanması gerekiyor. Bunun seçim kanunundan öteki kanunlara kadar bütün yasal prosedürünün tamamlanması gerekiyor. Sonunda da bunun yeni bir anayasayla taçlanması gerekiyor. Militarizmin eseri olan, baskı rejimlerinin eseri olan darbe anayasalarının artık Türkiye’ye tek hususunun bile yakışmadığını hepimiz biliyoruz. İnanıyoruz Türkiye daha ileri daha demokratik bir anayasa yaparak bunu da ayrıyetten ileriye taşıyacaktır. Üçüncü koşul da bizim toplumsal dayanışma gücümüzü arttırmak. Burada çalışandan, patron burada. alanda satan, ticaret ömründen, eğitim hayatına kadar bütün yerlerde bu dayanışma kültürümüzü güçlendirmek, paylaşmayı bilmek. Bencillikten kurtulmak. bir arada başaracağımıza inanmak. Bunu gerçekleştirdiğimiz vakit Türkiye’nin kendisine yakışır bir biçimde büyük Türkiye olma yolunda ilerleyeceğinden hiç kuşkumuz yok” diyerek kelamlarını noktaladı.
Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Olağan 49. Genel Kurul’una katıldı.
Programda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da yer aldı.
Bakan Alım, “Türk ekonomisindeki büyümeyi sanayi sürüklüyor. Endüstriye dayalı bir büyüme ve bu endüstride ihracatçı bir sanayi. Geleceğe inançla bakmamız bir hayal değil. Onun için bugün ortasında bulunduğumuz konjonktürün olumsuz kaidelerinde karamsar olmaya hiç gerek yok. Türkiye’nin üretim gücüne güveneceğiz. En makus kurallarda Türkiye endüstrisi yüzde 13 büyüyor. Türkiye milletin gücünün geldiği noktayı gösteriyor. Problemler yaşıyoruz. Pandeminin problemlerini, enflasyonu sıkıntılarını, bu enflasyon dünyanın yaşadığı global bu üçüncü büyük krizin global yansımalarıdır. Türkiye’ye de yansıyor bunlar. Türkiye’de de yaşanıyor alışılmış. Bunlara biz toplumsal devlet siyasetleriyle, toplumsal siyasetlerle karşılık verdik” dedi.
“Asgari fiyatın vergi dışı bırakılmasını gerçekleştirdik”
“Türkiye tarihinde yüzde 50’lik bir artışla minimum fiyat arttırdık” diyen Bakan Alım, “Bu bütün bu sürece verilen en kıymetli, en radikal karşılıktı. Bu devletin bir fedakarlığı, hem de. birlikte personel ve patron ve devlet birlikte tıpkı şeye imza attık. Bu bizim için gurur deposudur. Onun için ben hem orada Türk İş’i temsilen oturan sayın genel sekreteri hem MESS’i temsilen oturan sayın genel lideri burada da tebrik ediyorum. Teşekkür ediyorum. Biz tarihi bir şey daha gerçekleştirdik. O bize nasip oldu. senelerca ben öğrenciliğimden beri bu fikri savundum. Minimum fiyat vergi dışı bırakılsın. Fiyatların minimum fiyat kadar geliri vergi dışı bırakılsın. Bu da daha geniş kapsamlısıydı. Bunu gerçekleştirdik. Türkiye toplumsal devlet olarak bu meselelere karşılık veriyor. Bunları yapmak zorundayız. Çok sık tenkitler vardı. SGK açık veriyor. Niçin açık veriyor SGK; İster özel hastaneye gitsin, ister devlet hastaneye gitsin. 7’den 70’e Türk beşerinin toplumsal sıhhat sistemini, toplumsal sistemin içerisine aldığı için açık veriyor. Toplumsal devletin bu sorumluluğu vardır, bunu gerçekleştiriyor” diye konuştu.
Beyaz bayrak programını anlattı
Cumhurbaşkanımızla bir beyaz bayrak programı gerçekleştirecektik programlarından dolayı gerçekleştiremediklerini lisana getiren Bakan Alım, “Bayramdan daha sonra o merasimi gerçekleştireceğiz. Kamuya olan sorumluluklarını yerine getiren, düzgün iş yapan ve örgütlü iş yeri olan bütün işletmelere beyaz bayrak vereceğiz. Tıpkı beş yıldızlı otellerin kapısındaki yıldız üzere onların fabrikalarının önüne bu plaketi koyacağız. Önlerine de bu beyaz bayrağı çekeceğiz. Burası düzgün işin yapıldığı yerdir. Örgütlü iş yeridir diyeceğiz. Bu projeyi Türk çalışma hayatında sembolik bir bedeli olan lakin beraberinde işletmelerimize katkı yapacak projelerde de öncelik vereceğiz. Beyaz bayrak olan işletmelere uyguladığımız biroldukça projede de öncelik vereceğiz. Katkı yapacağız” halinde konuştu.
“Türkiye’nin büyüklüğü yalnızca ekonomik bedelleriyle ölçülmez”
DHA’ya bakılırsa Alım “Türkiye büyük bir ülkedir. Türkiye’nin büyüklüğü yalnızca ekonomik bedelleriyle ölçülmez. Türkiye’yi temsil ettiği insani, toplumsal , tarihi kıymetleriyle büyük bir ülkedir. Bu ülkenin daha güçlenmesi, daha da gelişmesinin aşikâr kuralları var. İktisadın taşıyarak bugünkü negatif konjonktürel tesirlerden kurtararak büyümesini sürdürmek. İstihdam yaratan, ihracata dayalı bir büyüme. İkincisi Türkiye’nin demokrasisini daha da güçlendirmek. Sistem değişimi, başkanlık sistemine geçiş bu demokratikleşme sürecinin en değerli adımıdır. Bunun tamamlanması gerekiyor. Bunun seçim kanunundan öteki kanunlara kadar bütün yasal prosedürünün tamamlanması gerekiyor. Sonunda da bunun yeni bir anayasayla taçlanması gerekiyor. Militarizmin eseri olan, baskı rejimlerinin eseri olan darbe anayasalarının artık Türkiye’ye tek hususunun bile yakışmadığını hepimiz biliyoruz. İnanıyoruz Türkiye daha ileri daha demokratik bir anayasa yaparak bunu da ayrıyetten ileriye taşıyacaktır. Üçüncü koşul da bizim toplumsal dayanışma gücümüzü arttırmak. Burada çalışandan, patron burada. alanda satan, ticaret ömründen, eğitim hayatına kadar bütün yerlerde bu dayanışma kültürümüzü güçlendirmek, paylaşmayı bilmek. Bencillikten kurtulmak. bir arada başaracağımıza inanmak. Bunu gerçekleştirdiğimiz vakit Türkiye’nin kendisine yakışır bir biçimde büyük Türkiye olma yolunda ilerleyeceğinden hiç kuşkumuz yok” diyerek kelamlarını noktaladı.