Cem Garipoğlu’nun mezarı açılsın talebi reddedildi
Münevver Karabulut’un 3 Mart 2009 akşamı cansız vücudu çöp toplayıcı bir kişi tarafınca İstanbul Bahçeşehir’de bir çöp konteynerinde parçalanmış biçimde bulunmuştu.
Başı gitar kutusunda vücudu ise valizde bulunan Karabulut cinayetiyle ilgili olarak aranan sevgilisi Cem Garipoğlu ise cinayetten 197 gün daha sonra teslim olmuştu.
17 Eylül 2009 günü avukatıyla birlikte teslim olan Cem Garipoğlu, “Çocuğa karşı, tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek” cürmünden 24 yıl mahpus cezasına çarptırılmış,10 Ekim 2014 tarihinde de Silivri’deki kapalı cezaevindeki koğuşunda meyyit bulunmuştu.
Baba, Garipoğlu’nun ölmediğini tez etti
13 yıl evvel ölüdürülen Münevver Karabulut’un Babası Süreyya Karabulut’un, 8 yıl önce cezaevinde intihar eden kızının katili Cem Garipoğlu’nun ölmediğini, kaçtığını yahut kaçırıldığını öne sürdü.
Savcılığa hata duyurusunda bulunuldu
Baba Karabulut’un isteği üzerine avukatı tarafınca Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na kabahat duyurusunda bulunuldu.
Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi
Savcılık, İsimli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri içinde yüzde 99.99 ahenk olduğunu belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen savcılık öne sürülen nedeninde şu sözler kullanıldı:
“Cem Garipoğlu’nun intihar olayı ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın ……. sayılı soruşturma belgesinin yürütüldüğü ve soruşturma kapsamında 10 /10/2014 tarihinde Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda intihar eden mahkumun vücudundan ve Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri içinde inceleme yapıldığı. İsimli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri içinde yüzde 99.99 ihtimalle analık-babalık indeksinin hesaplandığı, ötürüsıyla ölenin Cem Garipoğlu olduğu konusunun tespit edildiği. İsimli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’nin 12/11/2014 tarihindeki otopsi raporuna göre Cem Garipoğlu’nun vefat niçininin ‘başa poşet geçirilmesine bağlı ağız burun kapanması ve uzunluğuna bağ tatbikine bağlı mekanik asfiksi olarak tespit edildiği. Sonuç olarak şikâyete mevzu olaylarla ilgili, üst açıklanan konuların tersine, iddiayı takviyeler nitelikte maddi bir kanıtın mevcut olmaması niçiniyle kamu ismine kovuşturmaya yer olmadığına kara verilmiştir.“
“İçimdeki derin kuşku dinmedi”
Süreyya Karabulut “8 yıldır bu benim en vahim kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı üzere bir de bu cellat nitekim öldü mü kaçtı mı kuşkusu. Uyuyamıyorum. Cesedini bize göstermediler. Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey tabir etmiyor. Gözümle cesedini görsem tahminen ikna olurdum.” diye ortasındaki dinmeyen kuşkuyu anlatmıştı.
Sabah’ın haberine göre, hata duyurusunun reddedilmesiyle ilgili de baba Karabulut “Avukatımız elinden geleni yaptı. Lakin bu derin kuşku hala içimde. Cesedini görseydim ikna olurdum. Lakin olay tarihinde yalnızca fotoğraflarını gösterdikleri için bu kuşkum dinmiyor. Uğraşımızı verdik, vereceğiz.“ dedi.
Münevver Karabulut’un 3 Mart 2009 akşamı cansız vücudu çöp toplayıcı bir kişi tarafınca İstanbul Bahçeşehir’de bir çöp konteynerinde parçalanmış biçimde bulunmuştu.
Başı gitar kutusunda vücudu ise valizde bulunan Karabulut cinayetiyle ilgili olarak aranan sevgilisi Cem Garipoğlu ise cinayetten 197 gün daha sonra teslim olmuştu.
17 Eylül 2009 günü avukatıyla birlikte teslim olan Cem Garipoğlu, “Çocuğa karşı, tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek” cürmünden 24 yıl mahpus cezasına çarptırılmış,10 Ekim 2014 tarihinde de Silivri’deki kapalı cezaevindeki koğuşunda meyyit bulunmuştu.
Baba, Garipoğlu’nun ölmediğini tez etti
13 yıl evvel ölüdürülen Münevver Karabulut’un Babası Süreyya Karabulut’un, 8 yıl önce cezaevinde intihar eden kızının katili Cem Garipoğlu’nun ölmediğini, kaçtığını yahut kaçırıldığını öne sürdü.
Savcılığa hata duyurusunda bulunuldu
Baba Karabulut’un isteği üzerine avukatı tarafınca Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na kabahat duyurusunda bulunuldu.
Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi
Savcılık, İsimli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri içinde yüzde 99.99 ahenk olduğunu belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen savcılık öne sürülen nedeninde şu sözler kullanıldı:
“Cem Garipoğlu’nun intihar olayı ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığımızın ……. sayılı soruşturma belgesinin yürütüldüğü ve soruşturma kapsamında 10 /10/2014 tarihinde Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda intihar eden mahkumun vücudundan ve Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri içinde inceleme yapıldığı. İsimli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri içinde yüzde 99.99 ihtimalle analık-babalık indeksinin hesaplandığı, ötürüsıyla ölenin Cem Garipoğlu olduğu konusunun tespit edildiği. İsimli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’nin 12/11/2014 tarihindeki otopsi raporuna göre Cem Garipoğlu’nun vefat niçininin ‘başa poşet geçirilmesine bağlı ağız burun kapanması ve uzunluğuna bağ tatbikine bağlı mekanik asfiksi olarak tespit edildiği. Sonuç olarak şikâyete mevzu olaylarla ilgili, üst açıklanan konuların tersine, iddiayı takviyeler nitelikte maddi bir kanıtın mevcut olmaması niçiniyle kamu ismine kovuşturmaya yer olmadığına kara verilmiştir.“
“İçimdeki derin kuşku dinmedi”
Süreyya Karabulut “8 yıldır bu benim en vahim kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı üzere bir de bu cellat nitekim öldü mü kaçtı mı kuşkusu. Uyuyamıyorum. Cesedini bize göstermediler. Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey tabir etmiyor. Gözümle cesedini görsem tahminen ikna olurdum.” diye ortasındaki dinmeyen kuşkuyu anlatmıştı.
Sabah’ın haberine göre, hata duyurusunun reddedilmesiyle ilgili de baba Karabulut “Avukatımız elinden geleni yaptı. Lakin bu derin kuşku hala içimde. Cesedini görseydim ikna olurdum. Lakin olay tarihinde yalnızca fotoğraflarını gösterdikleri için bu kuşkum dinmiyor. Uğraşımızı verdik, vereceğiz.“ dedi.