Diş çekimi yapılan hastalara teklifler !
1- Çekimden daha sonra, çekim yerine yerleştirilen ve ısırmanız istenen tamponu,bir saattilk evvel çıkarmayınız. Bu tamponun vazifesi; dişin çıktığı boşluğa dolan kanın buradan akamayıp, boşluğu doldurarak pıhtılaşmasını sağlamaktır. Bu çekim boşluğunu dolduran pıhtı, hem yaraya rastgele bir şey kaçıp iltihaplanmasını engelleyecek, tıpkı vakitte yaranın güzelleşmesine yardımcı olacaktır.
2-
Tampon ağzınızdayken; tamponla oynamayınız, tamponun yerini değiştirmeyiniz, tükürmeyiniz, konuşmayınız. Tüm bu hareketler, hem kanamanın devamına yol açar, tıpkı vakitte çekim boşluğuna tükürük kaçma ihtimalini arttırır. Tükürük ortasında bol bol mikrop olduğu için, hem yara iltihaplanabilir, tıpkı vakitte güzelleşme gecikir.
3-
Çekimden bir saat daha sonra, tamponu çekim yerinden alınca, kanama tasası ile yerine, öteki bir tampon yahut pamuk koymayınız. Zira, bizim kullandığımız bu tamponlar steril (yani, büsbütün mikroplardan arındırılmış) tamponlardır. Siz, her ne kadar, kendi koyacağınız tamponun pak olduğunu düşünseniz de, mikropları gözle goremediğimiz için, mikroplu olabilir ve yaraya iltihap kaptırabilirsiniz.
4-
Ağzınızın uyuşukluğu, yaklaşık 2-3 saat daha devam eder. niye uzun sürdü, diye endişelenmeyin, geçecektir.
5-
Ağzınızın uyuşukluğu geçtikten daha sonra, diş ağrınız olmayacaktır. Lakin ağzınızda bir yara oluştuğu için, yaranın sızlaması olacaktır. Şayet buna da katlanmak istemiyorsanız, ASPİRİN DIŞINDA (cerrahi müdahalelerden daha sonra, ağrı kesmek maksadı ile, aspirin kullanılmaz. Zira aspirin, kanamanın artmasına niye olabilecek bir ilaçtır.), sizde yan tesir yaratmayan ve hekiminizin da müsaade ettiği bir ağrı kesici alabilirsiniz.
6-
Ağzınızın uyuşukluğu geçtikten daha sonra, ağzınızın öteki tarafı (çekim yapılmamış taraf) ile, yumuşak ve ılık olmak kaidesi ile, bir şeyler yiyebilirsiniz.
7-
Çekimden birkaç gün daha sonrasına kadar; soğuk, sıcak ve sert besinler yemekten, ayrıyeten başınızı da, çok sıcak yahut soğuk su ile yıkamaktan, kaçınınız. Soğuk ve sıcak, yara uygunlaşmasını geciktirir, sert besinler ise, hem yarayı tahriş eder, tıpkı vakitte kanama riskini arttırır.
8-
Çekimden, birinci 24 saat daha sonrasına kadar; güçlüce hapşırmak, öksürmek, çok dudak yanak hareketleri (fazla konuşmak gibi), yara yerini emmek, lisanınızla yarayla oynamak ve bilhassa sık sık tükürmek kanamayı başlatabileceği için, yapılmaması gereken davranışlardır. Ayrıyeten 24 saat geçtikten daha sonra da, bunları yapmak ve yarayla oynamak (özellikle parmağınızla), hem güzelleşmeyi geciktirir, birebir vakitte yaranın iltihaplanma riskini arttırır.
9-
Bilhassa üst çenede yapılan çekimlerden daha sonra, birinci 24 saat, ağız hareketleriyle ve yer çekiminin de tesiri ile, yara yerindeki pıhtıdan ağzınıza düşen küçük modüller, tükürüğünüzün ortasında eriyerek, tükürüğünüzü kırmızıya yahut pembeye boyayabilir. Bu, sizde bir kanama izlenimini uyandırıp sizi endişelendirebilir. Bizim, diş hekimliğinde, kanamadan kastımız, yaradan akar stilde kan gelmesidir ve genelde, şayet hasta ikazlara uyduysa ve öbür bir rahatsızlığı da yoksa, bu pek olmaz. Lakin bu biçimde bir kanama ile karşılaşırsanız, doktorunuza baş vurmalı, kendinizce bir şeyler yapmaya, çalışmamalısınız.
10-
Diş çekiminden daha sonra dinlenmek, gerçek bir davranıştır. Yorgunluk kanama riskini arttırabilir. Şayet dinlenmek maksadı ile uyuyacaksanız (akşam yahut gece yapılan diş çekimlerinden daha sonra da), tam düz bir biçimde değil de, sırtınızı yastıklarla uygunca destekleyerek, yavaşça oturur konumda yatmalısınız. Bunun faydası, uyku esnasında mümkün bir kanamada, kanın nefes yolunu tıkamasını önlemektir.
11-
Diş çekimlerinden daha sonra, sigara içmek, hakikat bir davranış değildir. Sigara dumanı çekilirken, ağzınızda negatif basınç oluşur. Bu, kanamayı arttırabilir yahut başlatabilir. Ayrıyeten, sigara dumanının ısısı, iddianızdan de fazla olduğu için, yara güzelleşmesi üzerinde olumsuz tesir gösterecektir. Doğal bu ortada, sigara dumanı ortasındaki pek epey kimyasal unsurun, ziyanlı tesirini de unutamamak gerekir.
12-
Şayet, çekim yeri iltihaplanırsa, çekimden 2 gün daha sonra, çekim yapılan yerde, fazlaca güçlü bir ağrı başlar. Güya oradaki diş çekilmemiş üzere düşünebilirsiniz. bu biçimde yapılması gereken, çabucak doktorunuzu aramak ve gitmektir. Kendi başınıza yapacağınız müdahaleler, muhakkak tahlil olmayacaktır ve olayın boyutlarını büyütecektir.
13-
Şayet, doktorunuz önermediyse, çekimden daha sonra, kendi sonucunızla antibiyotik kullanmak yanlışsız bir davranış değildir. Ancak doktorunuz önerdiyse, kesinlikle bir sebebi vardır ve size söylendiği biçimde kullanılmalıdır, yoksa tesir göstermez.
Unutmamanız gereken en kıymetli konu, diş çekiminin sıradan bir müdahale olmadığıdır. Diş çekimi süreci; kafatası ortasında ve kemikte, iddianızdan daha büyük, derin ve açık bir yaradır. Bedenimizde açılan öbür yaralar üzere, dikilerek kapatılan ve dış ortamla münasebeti kesilebilen bir yara değildir. Hele hele ağzınızın da, devamlı dışarıdan giren mikroplarla temas halinde olduğunu ve bir daha ağzınızda bir yara varken, yemek yemek, konuşmak, nefes almak zorunda olduğunuzu düşünürsek, çok dikkatli olmamız gerekliliği, zannediyorum açıktır. Onun için mümkün mertebe dikkatli olmalı ve doktorunuzun tekliflerine uymalısınız.
GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMLE !
1- Çekimden daha sonra, çekim yerine yerleştirilen ve ısırmanız istenen tamponu,bir saattilk evvel çıkarmayınız. Bu tamponun vazifesi; dişin çıktığı boşluğa dolan kanın buradan akamayıp, boşluğu doldurarak pıhtılaşmasını sağlamaktır. Bu çekim boşluğunu dolduran pıhtı, hem yaraya rastgele bir şey kaçıp iltihaplanmasını engelleyecek, tıpkı vakitte yaranın güzelleşmesine yardımcı olacaktır.
2-
Tampon ağzınızdayken; tamponla oynamayınız, tamponun yerini değiştirmeyiniz, tükürmeyiniz, konuşmayınız. Tüm bu hareketler, hem kanamanın devamına yol açar, tıpkı vakitte çekim boşluğuna tükürük kaçma ihtimalini arttırır. Tükürük ortasında bol bol mikrop olduğu için, hem yara iltihaplanabilir, tıpkı vakitte güzelleşme gecikir.
3-
Çekimden bir saat daha sonra, tamponu çekim yerinden alınca, kanama tasası ile yerine, öteki bir tampon yahut pamuk koymayınız. Zira, bizim kullandığımız bu tamponlar steril (yani, büsbütün mikroplardan arındırılmış) tamponlardır. Siz, her ne kadar, kendi koyacağınız tamponun pak olduğunu düşünseniz de, mikropları gözle goremediğimiz için, mikroplu olabilir ve yaraya iltihap kaptırabilirsiniz.
4-
Ağzınızın uyuşukluğu, yaklaşık 2-3 saat daha devam eder. niye uzun sürdü, diye endişelenmeyin, geçecektir.
5-
Ağzınızın uyuşukluğu geçtikten daha sonra, diş ağrınız olmayacaktır. Lakin ağzınızda bir yara oluştuğu için, yaranın sızlaması olacaktır. Şayet buna da katlanmak istemiyorsanız, ASPİRİN DIŞINDA (cerrahi müdahalelerden daha sonra, ağrı kesmek maksadı ile, aspirin kullanılmaz. Zira aspirin, kanamanın artmasına niye olabilecek bir ilaçtır.), sizde yan tesir yaratmayan ve hekiminizin da müsaade ettiği bir ağrı kesici alabilirsiniz.
6-
Ağzınızın uyuşukluğu geçtikten daha sonra, ağzınızın öteki tarafı (çekim yapılmamış taraf) ile, yumuşak ve ılık olmak kaidesi ile, bir şeyler yiyebilirsiniz.
7-
Çekimden birkaç gün daha sonrasına kadar; soğuk, sıcak ve sert besinler yemekten, ayrıyeten başınızı da, çok sıcak yahut soğuk su ile yıkamaktan, kaçınınız. Soğuk ve sıcak, yara uygunlaşmasını geciktirir, sert besinler ise, hem yarayı tahriş eder, tıpkı vakitte kanama riskini arttırır.
8-
Çekimden, birinci 24 saat daha sonrasına kadar; güçlüce hapşırmak, öksürmek, çok dudak yanak hareketleri (fazla konuşmak gibi), yara yerini emmek, lisanınızla yarayla oynamak ve bilhassa sık sık tükürmek kanamayı başlatabileceği için, yapılmaması gereken davranışlardır. Ayrıyeten 24 saat geçtikten daha sonra da, bunları yapmak ve yarayla oynamak (özellikle parmağınızla), hem güzelleşmeyi geciktirir, birebir vakitte yaranın iltihaplanma riskini arttırır.
9-
Bilhassa üst çenede yapılan çekimlerden daha sonra, birinci 24 saat, ağız hareketleriyle ve yer çekiminin de tesiri ile, yara yerindeki pıhtıdan ağzınıza düşen küçük modüller, tükürüğünüzün ortasında eriyerek, tükürüğünüzü kırmızıya yahut pembeye boyayabilir. Bu, sizde bir kanama izlenimini uyandırıp sizi endişelendirebilir. Bizim, diş hekimliğinde, kanamadan kastımız, yaradan akar stilde kan gelmesidir ve genelde, şayet hasta ikazlara uyduysa ve öbür bir rahatsızlığı da yoksa, bu pek olmaz. Lakin bu biçimde bir kanama ile karşılaşırsanız, doktorunuza baş vurmalı, kendinizce bir şeyler yapmaya, çalışmamalısınız.
10-
Diş çekiminden daha sonra dinlenmek, gerçek bir davranıştır. Yorgunluk kanama riskini arttırabilir. Şayet dinlenmek maksadı ile uyuyacaksanız (akşam yahut gece yapılan diş çekimlerinden daha sonra da), tam düz bir biçimde değil de, sırtınızı yastıklarla uygunca destekleyerek, yavaşça oturur konumda yatmalısınız. Bunun faydası, uyku esnasında mümkün bir kanamada, kanın nefes yolunu tıkamasını önlemektir.
11-
Diş çekimlerinden daha sonra, sigara içmek, hakikat bir davranış değildir. Sigara dumanı çekilirken, ağzınızda negatif basınç oluşur. Bu, kanamayı arttırabilir yahut başlatabilir. Ayrıyeten, sigara dumanının ısısı, iddianızdan de fazla olduğu için, yara güzelleşmesi üzerinde olumsuz tesir gösterecektir. Doğal bu ortada, sigara dumanı ortasındaki pek epey kimyasal unsurun, ziyanlı tesirini de unutamamak gerekir.
12-
Şayet, çekim yeri iltihaplanırsa, çekimden 2 gün daha sonra, çekim yapılan yerde, fazlaca güçlü bir ağrı başlar. Güya oradaki diş çekilmemiş üzere düşünebilirsiniz. bu biçimde yapılması gereken, çabucak doktorunuzu aramak ve gitmektir. Kendi başınıza yapacağınız müdahaleler, muhakkak tahlil olmayacaktır ve olayın boyutlarını büyütecektir.
13-
Şayet, doktorunuz önermediyse, çekimden daha sonra, kendi sonucunızla antibiyotik kullanmak yanlışsız bir davranış değildir. Ancak doktorunuz önerdiyse, kesinlikle bir sebebi vardır ve size söylendiği biçimde kullanılmalıdır, yoksa tesir göstermez.
Unutmamanız gereken en kıymetli konu, diş çekiminin sıradan bir müdahale olmadığıdır. Diş çekimi süreci; kafatası ortasında ve kemikte, iddianızdan daha büyük, derin ve açık bir yaradır. Bedenimizde açılan öbür yaralar üzere, dikilerek kapatılan ve dış ortamla münasebeti kesilebilen bir yara değildir. Hele hele ağzınızın da, devamlı dışarıdan giren mikroplarla temas halinde olduğunu ve bir daha ağzınızda bir yara varken, yemek yemek, konuşmak, nefes almak zorunda olduğunuzu düşünürsek, çok dikkatli olmamız gerekliliği, zannediyorum açıktır. Onun için mümkün mertebe dikkatli olmalı ve doktorunuzun tekliflerine uymalısınız.
GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMLE !