FB 1 numara kim ?

Ayden

Global Mod
Global Mod
Felsefede Tekerrür: Bir Hikâyenin İçinden Anlamak

Merhaba dostlar,

Bugün sizlerle küçük bir hikâye paylaşmak istiyorum. Çünkü bazen felsefeyi kuru tanımlardan çok, yaşanmışlıklarla, kurgusal da olsa bir serüvenle anlamak daha kolay oluyor. Hele “tekerrür” gibi insanın zihnini kurcalayan bir kavram söz konusuysa, işin içine biraz hayal gücü katmak şart.

Bir Kasabada Başlayan Hikâye

Uzak bir kasabada yaşayan iki kardeş vardı: Ali ve Elif. Ali, çözüm odaklı ve stratejik bir yapıya sahipti. Hayata daha çok sonuçlar üzerinden bakardı. Elif ise insanların duygularına dokunmayı seven, empatik ve ilişkilerden beslenen bir karakterdi. Bir gün kasabada aynı olayın tekrar tekrar yaşandığını fark ettiler: pazara gelen tüccarlar hep aynı sözleri söylüyor, çocuklar aynı şarkıları mırıldanıyor, hatta kavga eden komşular bile her defasında aynı bahanelerle birbirine giriyordu.

Ali hemen “Bu bir döngü, sebebini çözmemiz gerek!” dedi. Elif ise “Belki de insanların kalıpları hiç değişmiyor. Hep aynı yaralardan, aynı umutlardan besleniyoruz” diye karşılık verdi. İşte tam burada felsefede “tekerrür” kavramı hayatlarına girdi.

Tekerrürün Felsefi Yüzü

Felsefede tekerrür, sadece olayların tekrar etmesi değil, aynı zamanda bu tekrarın ne anlama geldiğini sorgulamaktır. Tarihte de görürüz: savaşlar, barış anlaşmaları, toplumsal hareketler… Hep birbirine benzeyen döngülerle ilerler. Ali bunu bir matematik problemi gibi görüyordu. Ona göre, tekerrürü çözmek için neden-sonuç zincirini kurmak şarttı. Elif ise, bu tekrarların ardında insanların değişmeyen korkularını ve umutlarını görüyordu.

Geçmişten Günümüze Tekerrür

Kasabadaki olaylar, aslında tarihin küçük bir yansıması gibiydi. Sömürgecilikten modern ekonomilere, aşk hikâyelerinden aile içi tartışmalara kadar birçok şey tekrar ediyor. Burada toplumsal sınıflar da devreye giriyor: fakir ve zengin arasındaki uçurum, nesiller boyunca hep aynı benzer çatışmaları doğuruyor. Irk üzerinden kurulan ayrımlar da defalarca farklı biçimlerde sahneye çıkıyor. Kadınların yaşadığı eşitsizlikler, her dönemde farklı bir yüzle ama aynı acıyla karşımıza çıkıyor.

Ali’nin Stratejik Yolu

Ali, bu tekrarları durdurmak için çözüm arayışına girdi. Ona göre, eğer insanlar geçmişte yaptıkları hataları iyi analiz ederse, gelecekte aynı hatalara düşmezlerdi. Not defterine tablo gibi şemalar çizdi, sebepleri ve sonuçları listeledi. “Bak Elif” dedi, “eğer insanlar birbirini açgözlülük yüzünden kırıyorsa, çözüm açgözlülüğü ortadan kaldırmak.” Stratejik düşünüyordu, tekerrürü kırmak için düzen arıyordu.

Elif’in Empatik Yolculuğu

Elif ise, tekrarların ardındaki insani yaralara odaklanıyordu. Ona göre, kavga eden komşular aslında yalnızlık ve anlaşılmama korkusundan aynı şeyleri tekrar ediyorlardı. Kadınların yaşadığı ayrımcılık, toplumun empati yoksunluğundan kaynaklanıyordu. Elif “İnsanları değiştirmek için önce kalplerine dokunmak gerek” diyordu. Yani tekerrürü kırmanın yolu, ilişkileri onarmak, toplumsal yaraları iyileştirmekten geçiyordu.

Bugünün Dünyasında Tekerrür

Bugün dünyada baktığımızda da benzer şeyler görüyoruz. Ekonomik krizler, savaşlar, siyasi kutuplaşmalar… Hepsi tarihte defalarca yaşanmış olayların yeni versiyonları değil mi? Bir yanda Ali gibi düşünenler var: stratejik planlar, politikalar, önlemler… Diğer yanda Elif gibi düşünenler var: toplumsal yaraların sarılması, empatiyle kurulan köprüler…

Geleceğe Dair Sorular

Peki sizce biz bu döngüleri gerçekten kırabilir miyiz?

Yoksa insanlık, hep aynı şarkıyı farklı melodilerle söylemeye devam mı edecek?

Tekerrür, bir lanet mi yoksa bize ders almayı öğreten bir rehber mi?

Son Söz

Ali ve Elif’in hikâyesi, aslında hepimizin hikâyesi. Felsefede tekerrür, sadece aynı şeylerin tekrarı değil; aynı zamanda bu tekrarların bize ne anlattığını keşfetme yolculuğu. Belki de mesele, Ali’nin dediği gibi stratejik çözümler üretmekte; belki de Elif’in hissettiği gibi insan kalbini anlamakta.

Peki siz hangi tarafta kendinizi daha yakın hissediyorsunuz? Tekerrürü kırmanın yolu akıldan mı geçiyor, yoksa kalpten mi?

---

İstersen forumda tartışmayı buradan açabiliriz: “Sizce tarihteki hataları tekrar etmemek mümkün mü, yoksa tekerrür insan doğasının kaçınılmaz bir parçası mı?”