kaydeden Denise Snieguole Wachter
22.05.2024, 10:24
5 dakika
Bu sefer mutfağımız suya yakın inşa edildi: St. Peter-Ording'den iki restoran işletmecisi kendi spesiyalitelerini ızgaraya getiriyor.
Sörften sekiz metre yüksekteki yığınların üzerindeki manzara denizin o kadar uzağına uzanıyor ki, ufku sudan ayırt etmek zor. Güneş dalgaların uçlarını gümüş renginde parlatıyor. Bu yükseklikte, iki adamın durduğu bir ızgara kurulmuş. Közlerin üzerinde şiddetle köpürüyor, deniz tarakları kendi kabuklarında pişiyor ve sulu biber yağı denizinde yatıyor. Yanlarına Johannes Riffelmacher ve Thomas Kosikowski adlı adamlar birkaç Kuzey Denizi istiridyesi yerleştirdiler. Arkalarında, sörf ve çim tarzında, Holstein otlaklarıyla beslenen sığır etinden elde edilen kuru olgunlaştırılmış bir kaburga eti ızgaraya konuyor. Kore baharat ezmesi olan gochujang'dan yapılan turşu sıcak kömürlerin üzerine damlarken alevler tıslıyor.
Wadden Denizi'nde kazıklar üzerine inşa edilmiş bir restoran olan “Salt & Silver by the Sea”deyiz. Sular çekildiğinde ayaklarınız kuru kalır; Fırtına olduğunda lastik çizme giymelisiniz. Restoran işletmecileri Riffelmacher ve Kosikowski burada bir hayali gerçekleştirdiler: Sörf yapabilecekleri bir yerin yakınında bir restoran açmak istiyorlardı. İşe kumun üzerinden yürümek istediler. Portekiz'i ya da Meksika'yı düşündüler. Artık Kuzey Denizi'ndeki Sankt Peter-Ording, balık ızgarası ve plaj barı bulunan bir plaj kulübesi haline geldi. Riffelmacher ve Kosikowski burada bölgesel ürünler kullanıyor ve yerel üreticileri destekliyor. Kelebek şeklinde kesilmiş levrek, Asya esintili bir sosla servis ediliyor. Taze Kuzey Denizi karidesleri onunla birlikte kızartılır. Kuzey Almanya mutfağı dünya mutfağı haline geliyor. İştahın var mı? Hadi deniz kenarında mangal yapalım!
Johannes Riffelmacher (solda) ve Thomas Kosikowski “Salt & Silver am Meer”i işletiyor. Balık ızgara tarifleriyle aynı isimli yemek kitabı yeni yayınlandı
© Charlotte Schreiber
Haberler İçin Takip Edin
reklamsızdır ve istenildiği zaman iptal edilebilir
?
22.05.2024, 10:24
5 dakika
Bu sefer mutfağımız suya yakın inşa edildi: St. Peter-Ording'den iki restoran işletmecisi kendi spesiyalitelerini ızgaraya getiriyor.
Sörften sekiz metre yüksekteki yığınların üzerindeki manzara denizin o kadar uzağına uzanıyor ki, ufku sudan ayırt etmek zor. Güneş dalgaların uçlarını gümüş renginde parlatıyor. Bu yükseklikte, iki adamın durduğu bir ızgara kurulmuş. Közlerin üzerinde şiddetle köpürüyor, deniz tarakları kendi kabuklarında pişiyor ve sulu biber yağı denizinde yatıyor. Yanlarına Johannes Riffelmacher ve Thomas Kosikowski adlı adamlar birkaç Kuzey Denizi istiridyesi yerleştirdiler. Arkalarında, sörf ve çim tarzında, Holstein otlaklarıyla beslenen sığır etinden elde edilen kuru olgunlaştırılmış bir kaburga eti ızgaraya konuyor. Kore baharat ezmesi olan gochujang'dan yapılan turşu sıcak kömürlerin üzerine damlarken alevler tıslıyor.
Wadden Denizi'nde kazıklar üzerine inşa edilmiş bir restoran olan “Salt & Silver by the Sea”deyiz. Sular çekildiğinde ayaklarınız kuru kalır; Fırtına olduğunda lastik çizme giymelisiniz. Restoran işletmecileri Riffelmacher ve Kosikowski burada bir hayali gerçekleştirdiler: Sörf yapabilecekleri bir yerin yakınında bir restoran açmak istiyorlardı. İşe kumun üzerinden yürümek istediler. Portekiz'i ya da Meksika'yı düşündüler. Artık Kuzey Denizi'ndeki Sankt Peter-Ording, balık ızgarası ve plaj barı bulunan bir plaj kulübesi haline geldi. Riffelmacher ve Kosikowski burada bölgesel ürünler kullanıyor ve yerel üreticileri destekliyor. Kelebek şeklinde kesilmiş levrek, Asya esintili bir sosla servis ediliyor. Taze Kuzey Denizi karidesleri onunla birlikte kızartılır. Kuzey Almanya mutfağı dünya mutfağı haline geliyor. İştahın var mı? Hadi deniz kenarında mangal yapalım!
Johannes Riffelmacher (solda) ve Thomas Kosikowski “Salt & Silver am Meer”i işletiyor. Balık ızgara tarifleriyle aynı isimli yemek kitabı yeni yayınlandı
© Charlotte Schreiber
Haberler İçin Takip Edin
reklamsızdır ve istenildiği zaman iptal edilebilir
?