bencede
New member
Tıpkı araba dünyasında olduğu üzere oyuncu mamüllerinde de sizi asla yarı yolda bırakmayacak, her vakit “mantıklı seçim” olarak görülecek kimi eserler var. Bu eserler çoklukla en cazip, en teknolojik yahut en f/p oranı yüksek eserler değiller fakat aldığınızda “paramı hakikat yere harcamışım” hissini vermek konusunda son derece başarılılar.
Bu saydığımız tanıma direkt olarak ahenk sağlayan Razer’ın Deathadder serisi bir nevi oyuncu farelerinin Volkswagen Golf‘ü diyebiliriz. Piyasaya birinci defa çıktığı 2006 yılından bu yana daima en çok satan, en hayli beğenilen fareler içinde yer alan bu seri, genel tasarım manasında esaslı değişikliklerden kaçınsa da, kabuğunun altındaki teknolojiyi vakte uydurmayı bildi.
Deathadder V2 Pro, dış tasarım manasında çabucak dikkat çekecek bir model değil ve daha evvelki modellerden de ufak ayrıntılar ile ayrılıyor. Standart V2 ile kendisini ayrıştıran şey ise kablosuz bir fare olması. 61.7 mm x 42.7 mm ebadında olan eser fazlaca ufak sayılmaz, elleriniz hayli küçükse tahminen Deathadder Mini‘yi tercih etmek isteyebilirsiniz. Olağan serinin alametifarikası olan sağ el ergonomik tasarım ve hafifçeçe yüksek sırt kamburu da yerinde duruyor.
Razer bu modelde Razer Focus+ optik sensörü tercih etmiş ki, bu sensör performans kelam konusu olduğunda dorukta yer alan bir eser. 20.000dpi’a kadar çözünürlük dayanağı yanında 50G hızlanma ve tam 650 IPS sürat bedelleriyle performans arayan oyuncuların tüm beklentilerini karşılamaya muktedir. Ayrıyeten Razer bu modelde yalnızca süratiyle değil, kablosuz irtibat performansıyla da argümanlı. HyperSpeed Wireless teknolojisi yardımıyla kimi vakit kablolu kullanımdan bile daha yeterli gecikme bedellerine ulaşmak mümkün, latife değil. Razer ayrıyeten kablosuz aygıtların ve öbür elektronik eşyaların ağır olarak kullanıldığı “kirli” ortamlarda bile 1000Hz polling rate kıymetini neredeyse tam randımanla sağlayabildiğini belirtmiş. Tahminen küçük ancak kullanıcı tecrübesini ileriye gerçek götüren hoş ayrıntılar bunlar. Yalnızca 88 gramlık yükü ise rekabetçi oyuncular tarafınca tercih edilmesini sağlayacak bir başka özelliği.
normal olarak eserin genel kalitesinden de bahsetmek gerek, Deathadder V2 Pro pek kaliteli, mat bir plastikten üretilmiş ve iki tarafında tutuşu güzelleştiren, elinizi terletmeyen pürüzlü lastik yüzeyler var. Toplam sekiz programlanabilir tuşu bulunan farenin tekerleği pürüzlü bir yüzeye sahip ve çok sessiz sayılır. 70 milyon tıklama ömürlü ikinci kuşak Razer Switch (Purple) yalnızca 0.2ms gecikme mühletine sahip ve gereğince sessiz. Yan düğmeler de sünger hissi vermiyor, çok tok ve hassas olduklarını söyleyebiliriz. Aygıtın alt kısmındaki PTFE skatezler çabucak her yüzeyde son derece güzel kayıyor, pürüzlü değiller ve bir yere takılmıyorlar.
Peki eserin kablosuz olması RGB kullanmasını kısıtlamış mı? Deathadder’ın bu serisinde RGB fazlaca baskın bir biçimde kullanılmıyor, bu modelde de tek bölge RGB aydınlatma mevcut ve Razer Synapse 3 üzerinden dilediğiniz üzere ayarlanabiliyor. Batarya müddetine tesiri bu türlü minimuma indirilmeye çalışılmış.
Ürünün alt kısmında 5 başka profil içinde geçiş yapmanızı sağlayan bir düğme ve daha kıymetlisi farenin ilişki prensibini seçebileceğiniz bir başkası yer almakta. Buradan USB kablosu ile ilişki (Off), Bluetooth yahut 2.4 GHz seçeneğini tercih edebilirsiniz. Âlâ haber, Deathadder V2 Pro’nun ufacık kablosuz vericisi farenin altındaki bölmede taşınıyor. Batarya dayanımı ise 2.4 GHz modunda 70 saat (RGB kapalıyken), Bluetooth modunda ise 120 saate ulaşıyor ki bu kadar performanslı bir eser için fevkalade pahalar. Ayrıyeten teknolojik oyuncakları seven okurlarımız için Razer Dock Chroma şarj dayanağı de bulunuyor.
Gelelim yazılım tarafına. Razer Synapse 3 artık korktuğumuz bir program değil. yıllar sürse de Razer programın ötesini berisini, kaşını gözünü düzeltti. V2 Pro da Synapse 3 üzerinden yönetilebilen bir eser. RGB denetiminden online profillere, hatta değişken lift-off yüksekliğine kadar (En az 2.4mm) bir sürü keyifli ayarı kurcalamanız mümkün.
Özetle
Evet, Razer Deathadder V2 Pro nitekim de başarılı bir fare. Şu an fiyatı 1800 TL dolaylarında seyrediyor. Sonuçta Deathadder V2 Pro, oyuncular başta olmak üzere herkes tarafınca sevilecek ve kullanılabilecek bir model olmuş doğrusu; bizden de hakkıyla Editörün Seçimi mükafatını kaptı.
Bu saydığımız tanıma direkt olarak ahenk sağlayan Razer’ın Deathadder serisi bir nevi oyuncu farelerinin Volkswagen Golf‘ü diyebiliriz. Piyasaya birinci defa çıktığı 2006 yılından bu yana daima en çok satan, en hayli beğenilen fareler içinde yer alan bu seri, genel tasarım manasında esaslı değişikliklerden kaçınsa da, kabuğunun altındaki teknolojiyi vakte uydurmayı bildi.
Deathadder V2 Pro, dış tasarım manasında çabucak dikkat çekecek bir model değil ve daha evvelki modellerden de ufak ayrıntılar ile ayrılıyor. Standart V2 ile kendisini ayrıştıran şey ise kablosuz bir fare olması. 61.7 mm x 42.7 mm ebadında olan eser fazlaca ufak sayılmaz, elleriniz hayli küçükse tahminen Deathadder Mini‘yi tercih etmek isteyebilirsiniz. Olağan serinin alametifarikası olan sağ el ergonomik tasarım ve hafifçeçe yüksek sırt kamburu da yerinde duruyor.
Razer bu modelde Razer Focus+ optik sensörü tercih etmiş ki, bu sensör performans kelam konusu olduğunda dorukta yer alan bir eser. 20.000dpi’a kadar çözünürlük dayanağı yanında 50G hızlanma ve tam 650 IPS sürat bedelleriyle performans arayan oyuncuların tüm beklentilerini karşılamaya muktedir. Ayrıyeten Razer bu modelde yalnızca süratiyle değil, kablosuz irtibat performansıyla da argümanlı. HyperSpeed Wireless teknolojisi yardımıyla kimi vakit kablolu kullanımdan bile daha yeterli gecikme bedellerine ulaşmak mümkün, latife değil. Razer ayrıyeten kablosuz aygıtların ve öbür elektronik eşyaların ağır olarak kullanıldığı “kirli” ortamlarda bile 1000Hz polling rate kıymetini neredeyse tam randımanla sağlayabildiğini belirtmiş. Tahminen küçük ancak kullanıcı tecrübesini ileriye gerçek götüren hoş ayrıntılar bunlar. Yalnızca 88 gramlık yükü ise rekabetçi oyuncular tarafınca tercih edilmesini sağlayacak bir başka özelliği.
normal olarak eserin genel kalitesinden de bahsetmek gerek, Deathadder V2 Pro pek kaliteli, mat bir plastikten üretilmiş ve iki tarafında tutuşu güzelleştiren, elinizi terletmeyen pürüzlü lastik yüzeyler var. Toplam sekiz programlanabilir tuşu bulunan farenin tekerleği pürüzlü bir yüzeye sahip ve çok sessiz sayılır. 70 milyon tıklama ömürlü ikinci kuşak Razer Switch (Purple) yalnızca 0.2ms gecikme mühletine sahip ve gereğince sessiz. Yan düğmeler de sünger hissi vermiyor, çok tok ve hassas olduklarını söyleyebiliriz. Aygıtın alt kısmındaki PTFE skatezler çabucak her yüzeyde son derece güzel kayıyor, pürüzlü değiller ve bir yere takılmıyorlar.
Peki eserin kablosuz olması RGB kullanmasını kısıtlamış mı? Deathadder’ın bu serisinde RGB fazlaca baskın bir biçimde kullanılmıyor, bu modelde de tek bölge RGB aydınlatma mevcut ve Razer Synapse 3 üzerinden dilediğiniz üzere ayarlanabiliyor. Batarya müddetine tesiri bu türlü minimuma indirilmeye çalışılmış.
Ürünün alt kısmında 5 başka profil içinde geçiş yapmanızı sağlayan bir düğme ve daha kıymetlisi farenin ilişki prensibini seçebileceğiniz bir başkası yer almakta. Buradan USB kablosu ile ilişki (Off), Bluetooth yahut 2.4 GHz seçeneğini tercih edebilirsiniz. Âlâ haber, Deathadder V2 Pro’nun ufacık kablosuz vericisi farenin altındaki bölmede taşınıyor. Batarya dayanımı ise 2.4 GHz modunda 70 saat (RGB kapalıyken), Bluetooth modunda ise 120 saate ulaşıyor ki bu kadar performanslı bir eser için fevkalade pahalar. Ayrıyeten teknolojik oyuncakları seven okurlarımız için Razer Dock Chroma şarj dayanağı de bulunuyor.
Gelelim yazılım tarafına. Razer Synapse 3 artık korktuğumuz bir program değil. yıllar sürse de Razer programın ötesini berisini, kaşını gözünü düzeltti. V2 Pro da Synapse 3 üzerinden yönetilebilen bir eser. RGB denetiminden online profillere, hatta değişken lift-off yüksekliğine kadar (En az 2.4mm) bir sürü keyifli ayarı kurcalamanız mümkün.
Özetle
Evet, Razer Deathadder V2 Pro nitekim de başarılı bir fare. Şu an fiyatı 1800 TL dolaylarında seyrediyor. Sonuçta Deathadder V2 Pro, oyuncular başta olmak üzere herkes tarafınca sevilecek ve kullanılabilecek bir model olmuş doğrusu; bizden de hakkıyla Editörün Seçimi mükafatını kaptı.