Beykozlu
New member
◊ Uğur Beyefendi bize özetlemek gerekirse kendinizden bahseder misiniz? Oyunculukla tanışma öykünüz nasıl oldu?
– Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Melekli köyünde doğdum. Dokuz kardeşin en küçüğüyüm. Birinci ve ortaokulu Reyhanlı Devlet Parasız Yatılı Bölge Okulu’nda okuduktan daha sonra, liseyi Antakya Ticaret Lisesi’nde okudum. A.Ü. Lisan ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kısmı, oyunculuk ana sanat kısmından mezun oldum.
Lisede okuduğum senelerda oynadığım bir tiyatro oyunuyla dikkatini çektiğim Hatay Kültür Tiyatro Topluluğu’nun direktörü Rasim Tuna’nın birinci resmi teklifi ile birinci büyük tecrübem olan “Bir Şehnaz Oyun”la oyunculuk ömrüm başladı.
◊ “Yargı” dizisinin senaristi, eşiniz Sema Ergenekon. Siz de senaryoya Sema Hanım kadar hakim misiniz?
– “Yargı” sürecinin çabucak her basamağına tanıklık ettim. Mutlaka fazlaca meşakkatli ve sıkıntı bir seyahatti Sema için. İki yılı aşkın bir süre verilen bir emeğin eseri “Yargı”. Güya yazarlığa birinci defa başlıyormuşçasına, onlarca kaynak edinip, günlerce süren bir eğitim seyahatine girdi. Bu seyahatteki en büyük gayesi ise anlatacağı kıssayı mümkün olan en gerçek haliyle ortaya koyup, izleyicinin de içine katıldığı bir oyun kurgulamaktı. Görünen o ki bunu ziyadesiyle başardı.
◊ Komiser Eren rolünün size teklif edilmesi nasıl oldu?
– Sema’nın yazdığı çabucak her şeyi birinci okuyan şahısımdır. “Yargı”yı okuduğumda menajerim Abdullah Bulut’u arayıp, bu rolü istediğimi söylemiş oldum. Sema üzerinden lobi yapmaya çalıştım lakin olmadı (Gülüyor). Hazırladığım müzikli şov için provadayken beni aradı Sema, üretimcimiz Kerem Çatay’ın ve direktörümüz Ali Bilgin’in beni bu rol için istediğini söylemiş oldu. Yani nasıl bir bildiri yollamışsam kainata, istediğimi aldım. İşverenimin ve direktörümün isteğiyle aldım Eren rolünü.
EREN KOMİSER ÜZERE
SAĞLAM
DOSTUMDUR
◊ Eren karakteri kısa müddette fazlaca sevildi. Sizce Eren’i izleyiciye bu kadar sevdiren ne oldu?
– Çok istikrarlı, hayli içten, hayli dürüst, insan seven bir adam Eren. Sıkı bir dost, vefalı ve mesleğine tutkulu bir adam. bununla birlikte şakacı ve yolunu bilen tarafı da var. En kıymetlisi müspet ve güç saçan bir adam. Bundan dolayı da izleyici tarafınca epeyce sevildi sanırım.
◊ Eren komiser ile ortak noktalarınız var mı?
– Benim de dostluğum fazlaca sağlamdır. İçimden geldiği üzere davranırım. İnsanı epeyce severim. Tolerans eşiğim yüksektir. Latifeyi severim, güç saçarım etrafıma.
◊ “Yargı”nın muvaffakiyetinin niçini sizce ne?
– Sırasıyla, mükemmel bir senaryo, mükemmel bir reji ve kusursuz bir oyuncu kümesi.
SEMA BANA “EMEKLİ ALBAY” DER
◊ Diziden kalan boş vakit içinderınızda neler yaparsınız? Hobileriniz var mıdır?
– Var alışılmış. Spor yapmaya bayılıyorum. Sema bana “emekli albay” der daima. Sahiden epeyce disiplinliyimdir o hususta. 45 yaşımdan daha sonra kemana başladım, onunla haşır neşirim çabucak her gün. Ney üflemeye çalışıyorum. “Afara Bir Arabesk Müzikali” isimli bir proje hazırlıyoruz, o fazlaca vaktimi alıyor. Özel bir üniversitede oyunculuk dersleri veriyorum.
◊ Şu an hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
– Yaşadığımız her güne şükürle yaklaşırım. Üç tane dünya tatlısı evladım, ben ve aşkım sıhhatle ve huzurla bir ortadayız. Daha ne olsun, bin şükür.
BU MÜZİKALDE
HAYATIMI ANLATTIM
◊ “Afara Bir Arabesk Müzikali” isimli projenizle 26 Kasım akşamı Maximum Uniq Box’ta seyirciyle buluşacaksınız. Neler hissediyorsunuz?
– çok heyecanlıyız.
◊ “Afara” nasıl ortaya çıktı?
– 50 sene evvel ortaya çıktı, doğduğumda! Zira kendi ömrümü, yaşadıklarımı kaynak aldığımız bir oyun “Afara”. Fakat tiyatro lisanıyla 25 sene evvel tohumları ekildi, tiyatro kısmındaki öğrencilik senelerımda. Lakin oyunculuk okurken hem de müzisyenliğe de devam ediyordum. İkisini de bırakmadım. “Afara” ile ikisini bir arada kullandığım bir proje yapmış olduk: “Bir Arabesk Müzikali.” Seyirci sahnede gerçek bir şey izleyecek. Sohbet üzere, dertleşme üzere, kendi yaşadıklarımı seyirciyle paylaştığım bir oyun.
◊ Arabeski seviyor musunuz? Sizin için ne söz ediyor?
– Arabeski hayli seviyorum. Zira çabucak her arabesk müziğin bir öyküsü var. Bunu anlatmayı ve söylemeyi seviyorum.
– Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Melekli köyünde doğdum. Dokuz kardeşin en küçüğüyüm. Birinci ve ortaokulu Reyhanlı Devlet Parasız Yatılı Bölge Okulu’nda okuduktan daha sonra, liseyi Antakya Ticaret Lisesi’nde okudum. A.Ü. Lisan ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kısmı, oyunculuk ana sanat kısmından mezun oldum.
Lisede okuduğum senelerda oynadığım bir tiyatro oyunuyla dikkatini çektiğim Hatay Kültür Tiyatro Topluluğu’nun direktörü Rasim Tuna’nın birinci resmi teklifi ile birinci büyük tecrübem olan “Bir Şehnaz Oyun”la oyunculuk ömrüm başladı.
◊ “Yargı” dizisinin senaristi, eşiniz Sema Ergenekon. Siz de senaryoya Sema Hanım kadar hakim misiniz?
– “Yargı” sürecinin çabucak her basamağına tanıklık ettim. Mutlaka fazlaca meşakkatli ve sıkıntı bir seyahatti Sema için. İki yılı aşkın bir süre verilen bir emeğin eseri “Yargı”. Güya yazarlığa birinci defa başlıyormuşçasına, onlarca kaynak edinip, günlerce süren bir eğitim seyahatine girdi. Bu seyahatteki en büyük gayesi ise anlatacağı kıssayı mümkün olan en gerçek haliyle ortaya koyup, izleyicinin de içine katıldığı bir oyun kurgulamaktı. Görünen o ki bunu ziyadesiyle başardı.
◊ Komiser Eren rolünün size teklif edilmesi nasıl oldu?
– Sema’nın yazdığı çabucak her şeyi birinci okuyan şahısımdır. “Yargı”yı okuduğumda menajerim Abdullah Bulut’u arayıp, bu rolü istediğimi söylemiş oldum. Sema üzerinden lobi yapmaya çalıştım lakin olmadı (Gülüyor). Hazırladığım müzikli şov için provadayken beni aradı Sema, üretimcimiz Kerem Çatay’ın ve direktörümüz Ali Bilgin’in beni bu rol için istediğini söylemiş oldu. Yani nasıl bir bildiri yollamışsam kainata, istediğimi aldım. İşverenimin ve direktörümün isteğiyle aldım Eren rolünü.
EREN KOMİSER ÜZERE
SAĞLAM
DOSTUMDUR
◊ Eren karakteri kısa müddette fazlaca sevildi. Sizce Eren’i izleyiciye bu kadar sevdiren ne oldu?
– Çok istikrarlı, hayli içten, hayli dürüst, insan seven bir adam Eren. Sıkı bir dost, vefalı ve mesleğine tutkulu bir adam. bununla birlikte şakacı ve yolunu bilen tarafı da var. En kıymetlisi müspet ve güç saçan bir adam. Bundan dolayı da izleyici tarafınca epeyce sevildi sanırım.
◊ Eren komiser ile ortak noktalarınız var mı?
– Benim de dostluğum fazlaca sağlamdır. İçimden geldiği üzere davranırım. İnsanı epeyce severim. Tolerans eşiğim yüksektir. Latifeyi severim, güç saçarım etrafıma.
◊ “Yargı”nın muvaffakiyetinin niçini sizce ne?
– Sırasıyla, mükemmel bir senaryo, mükemmel bir reji ve kusursuz bir oyuncu kümesi.
SEMA BANA “EMEKLİ ALBAY” DER
◊ Diziden kalan boş vakit içinderınızda neler yaparsınız? Hobileriniz var mıdır?
– Var alışılmış. Spor yapmaya bayılıyorum. Sema bana “emekli albay” der daima. Sahiden epeyce disiplinliyimdir o hususta. 45 yaşımdan daha sonra kemana başladım, onunla haşır neşirim çabucak her gün. Ney üflemeye çalışıyorum. “Afara Bir Arabesk Müzikali” isimli bir proje hazırlıyoruz, o fazlaca vaktimi alıyor. Özel bir üniversitede oyunculuk dersleri veriyorum.
◊ Şu an hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
– Yaşadığımız her güne şükürle yaklaşırım. Üç tane dünya tatlısı evladım, ben ve aşkım sıhhatle ve huzurla bir ortadayız. Daha ne olsun, bin şükür.
BU MÜZİKALDE
HAYATIMI ANLATTIM
◊ “Afara Bir Arabesk Müzikali” isimli projenizle 26 Kasım akşamı Maximum Uniq Box’ta seyirciyle buluşacaksınız. Neler hissediyorsunuz?
– çok heyecanlıyız.
◊ “Afara” nasıl ortaya çıktı?
– 50 sene evvel ortaya çıktı, doğduğumda! Zira kendi ömrümü, yaşadıklarımı kaynak aldığımız bir oyun “Afara”. Fakat tiyatro lisanıyla 25 sene evvel tohumları ekildi, tiyatro kısmındaki öğrencilik senelerımda. Lakin oyunculuk okurken hem de müzisyenliğe de devam ediyordum. İkisini de bırakmadım. “Afara” ile ikisini bir arada kullandığım bir proje yapmış olduk: “Bir Arabesk Müzikali.” Seyirci sahnede gerçek bir şey izleyecek. Sohbet üzere, dertleşme üzere, kendi yaşadıklarımı seyirciyle paylaştığım bir oyun.
◊ Arabeski seviyor musunuz? Sizin için ne söz ediyor?
– Arabeski hayli seviyorum. Zira çabucak her arabesk müziğin bir öyküsü var. Bunu anlatmayı ve söylemeyi seviyorum.